İlhan ŞAHİN Tarihçi-Yazar
Hani Din
Akıllı İşi idi?
Moğol ordusu
1258 yılında Bağdat’ı kuşatır ve alır. Moğol Komutanı Hülagû Han Bağdat’a
girince şehrin merkezinde bulunan görkemli Camii önünde karargâhını kurar. Asya
steplerinden gelen ve çadırda yaşayan Hülagû mescidin görkemi karşısında
şaşkınlığını gizleyemez. Abbasi Halifesi Müstasım’ı yanına çağırtır. Halife
süslü kıyafetleri, ipek elbisesi ve parmağında nadide taşlardan yapılmış yüzükler
ile Hülagû’nun karşısına çıkar. Moğol Komutanı Halife’den İslam’ı anlatmasını
ister. Abbasi Halifesi Allah’ın emirleri ve Peygamber’in hadisleri ışığında
temsil ettiği dini anlatır.
Halife
“İslam adil olmayı, fakire fukaraya
yardım etmeyi emreder. İslam kul hakkı yemeyi yasaklar. Köleliği kaldırır,
kadınlara, çocuklara şefkatli davranmayı emreder. İslam Peygamberi sağ elin verdiğini
sol el bilmemeli, komşusu açken tok yatan bizden değildir.” Şeklinde
açıklama yapar. Moğol Komutan ayağa kalkar ve şu tarihi cevabı verir.
“Gök Tengri’ye yemin olsun ki sizin
Tengri’nizin bu tür görkemli ibadethanelere ihtiyacı yoktur. Ancak sizler
Tengri’nizin yasakladığı ne varsa yapıyor ve günahlarınızı örtmek için böyle
görkemli ibadethanelere saklanıyorsunuz” şeklinde cevap verir.
Şimdi
İslam Dünyası’nın içinde bulunduğu duruma bakıyorum da bir Moğol barbarının
anladığı kadar İslam’ı anlamadığımızı düşünüyorum Adım başı cami yapıyoruz. Her
Cuma günü bu camilere para topluyoruz. Camilerde en lüks malzeme kullanıyoruz
ancak cami dışında aç yatıp dilenen insanları görmüyoruz. Biz acaba İslam’ı
yanlış mı anladık?
Hâlbuki
çağının en görkemli yapısı Kâbe-i Muazzama dururken vahyinin yılanların,
çıyanların bulunduğu Hira mağarasına inmesini hiç düşünmedik. Kuran'ın Kâbe’nin
etrafında onca zengin insan varken, karanlık Hira’da ibadet eden Abdullah’ın
oğlu hem yetim hem öksüz Muhammed’e inmesinin inceliğini sorgulamadık. Demek ki
takvada üstün olmak için kimin oğlu ya da kızı olduğunuzun hiçbir önemi yokmuş.
Demek ki iyi bir Müslüman olmak için görkemli ve süslü binalara da ihtiyaç
yokmuş. Yeter ki tertemiz bir kalp, düzgün bir iman ve sağlam bir akla sahip
olmanız yeterliymiş.
Yıllarca bir
milleti diğer bir milletten üstün tuttuk. Arapça yazılı gazete kâğıtlarını bile
öpüp anlımıza koyduk. Ancak onca Arap toplumu ve ordusu İstanbul’u kuşatıp ta
alamazken İstanbul Türkçe konuşan Fatih tarafından alınıyordu. Hiç birimiz
Fatih’in çalışıp, akıl edip gemileri dağlardan yürütmesini Şahi topu döktürüp
zamanın en gelişmiş teknolojisini kullanmasını akıl edemedik. Sadece “nasip”
deyip işin içinden sıyırdık. Çünkü akıl etmek meşakkatli bir iştir. Akıl etmek
için zaman harcamak, kitap okumak gerekir.
Bugün İslam
dünyasının içinde bulunduğu duruma bakın. İnsanları açlıktan öldüğü, Müslümanın
Müslüman’ın kafasını kestiği,
emperyalistlerin doğal zenginlikleri sömürmesine izleyici kalan bir
ümmetle karşı karşıyayız. Allah tarafından verilmiş tüm yer altı ve yer üstü
zenginlikleri kâfirlerin sömürdüğü İslam dünyasının uğraştığı konulara bakar
mısınız? Neden hiçbir Müslüman akıl edip te “ya bu gâvur zenginlik içerisinde
hem de bizim topraklarımızda olan madenlerle refah içinde yaşıyor, biz niye
bunu yapamıyoruz” diye akıl edipte sormuyor. Hani Kuran’da her üç ayetten biri
akıl etmekle ilgiliydi? Hani peygamberin emri vardı. Hani ilim Çin’de de olsa
gidilecekti?
Şimdi bir moda
başladı. Önüne gelen “Osmanlı torunu” olduğunu söylüyor. Ancak bu Osmanlı
torunları Osmanlı’yı da bilmiyor. Osmanlı Devleti’nin neden yıkıldığını
düşünmüyor. Düşünmez çünkü yukarda da belirttiğim gibi düşünmek zor iştir. Emek
ister… Avrupalı teknolojisini geliştirirken Osmanlı devlet adamlarının koltuk
kavgasını düşünmez bizim Osmanlı torunu. Abdülhamid’e ve Mehmet Akif’e sahip
çıkar ancak Mehmet Akif’in en büyük Abdülhamit düşmanı olduğunu bilmez.
Abdülhamid’e Çiçek Aşısı araştırmalarına ayırdığı ödenek için “Gâvur” diyen
ulemayı da yere göğe koymaz, çiçek aşısının bulunmasına vesile olan
Abdülhamid’i de.
Evet sevgili
dostlar bir Kurban Bayramını daha idrak ediyoruz. Sosyal medyada kestiğimiz
kurbanları paylaşıyoruz. Bir gösteriş merakı aldı başını gidiyor. Sağ elin
verdiğini bırakın sol elin görmemesi artık dünya görüyor. Şimdi ben soruyorum
lütfen cevap veririmsiniz:
Hani din akıl
sahiplerine inmişti?
KAYNAKLAR
İbn-i Kesir “İslam
Tarihi”
TDV İslam
Ansiklopedisi
Ramuz El Hadis
Erhan Afyoncu “
Osmanlı Tarihi”
Ali Fethi
Okyar “Üç Devir Bir Adam” |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayın takipçilerimiz hakaret etmeden yorumlarınızı yapabilirsiniz.