I.MURAD DÖNEMİ BEYLİKLERLE İLİŞKİLER VE KIRILMA NOKTALARI
GİRİŞ
Anadolu
toprakları üzerinde çeşitli dönemlerde birçok milletten ve topluluktan insanlar
barınıyordu. Bildiğimiz üzere Türkler bu topraklara 1071 Malazgirt savaşı ile
girip, 1176 Miryokefelon savaşı ile de tapusunu almıştır. O dönemden bu yana
çeşitli devletler ve beylikler kurulmuştur. Anadolu Selçuklu devleti zamanında
Anadolu da birçok beylikler göze çarpmaktadır. Selçuklunun Kösedağ savaşında Moğollara
yenilmesinden sonra siyasi birliğin teşkili bozulunca, Anadolu da birinci
beylikler dönemi başlamış, güçlü olan beylikler kendi hükümdarlıklarını ilan
etmişti. Batı Anadolu da bulunan Osmanlı Beyliği en çok göze çarpan beylik
konumundaydı. Diğer beyliklere nazaran Osmanlı beyliği süratle topraklarını
büyütmüş ve Hristiyanlara karşı bir gaza hareketine başlamıştır. Diğer Türk Beylikleri
de bu gazalara katılmışsa da, Osmanlı Beyliği kadar tarih sahnesine
çıkamamışlardır. Beylikten koca bir devlete bürünen Osmanlı Beyliği, Anadolu da
hem merkezi otoriteyi sağlamak hem de yıkılan Selçuklu Devleti yerine tekrar
bir Türk devleti statüsünü kurmayı amaçlamışlardır. Ancak bunu diğer
beyliklerde istememekteydi ve hatta kendisini Selçuklu’nun varisi olarak gören
Karamanoğulları ile aralarında gerginlikler olacaktır. Bu bağlamda ilk Osmanlı
padişahları batıya yapılan gazaların yanı sıra Anadolu topraklarında bulunan
diğer beyler ile de hem siyasi hem de askeri işbirlikleri yapmıştır. Bu
yazımızda I.MURAD dönemi, Anadolu beylikleri ile olan ilişkileri ve kırılma
anlarını inceleyeceğiz.
1. I. MURAD DÖNEMİ BEYLİKLERİN DURUMU
I.
Murad, genellikle hükümdarlığı boyunca batıya doğru fetihler yapmış, Rumeli
beldelerini tek tek Osmanlı topraklarına katmıştır. Bu durum karşısında Anadolu
da bulunan diğer beylikler Osmanlı ile hem siyasi hem askeri anlaşmalar yapıyor
ve Osmanlı’nın yanında yer alıyorlardı. Lakin merkezi otoritenin tescil
edilmesinin şart olduğu dönemlerde, beyliklerin bir kısmı Osmanlı’ya tabii
oluyor, bir kısmı ise denge politikası güdüyordu. İlerleyen yıllarda özellikle
Karamanoğulları Beyliği ile yaşanan çeşitli sıkıntılar, merkezi otoritenin
tecili konusunda kırılma anları yaşatacak ve savaşın eşiğine gelecektir. Karamanoğulları
Konya ve havalisine hâkimdir. Germiyanoğuları; Malatya’dan Kütahya'ya gelen aşiret, I. Yakup döneminde Kütahya
merkez olmak üzere Kula, Simav, Denizli çevresine, Hamitoğlulları beyliği ise
Eğirdir ve Isparta bölgelerine
hâkimdir.[1]
1.a. Beylikler arası yaşanan hâkimiyet
kavgası
Görüldüğü
üzere hep beraber düşmanla savaşlar yapılsa bile yeri geldiği zaman kendi
aralarında birbirlerine düşen Türk beylikleri hatta devletleri de olmuştur.
Türkler arasında cihan hâkimiyeti mefkûresi çok önemli olup, tek hâkimin/hükümdarın
olmasını ve o hükümdarın da sadece kendisi olması gerektiğini düşünen beyler
arasında her zaman sıkıntılı durumlar yaşanmıştır. En büyük sıkıntıyı ise
Karamanoğulları çıkartmaktadır. Hâlbuki I. Kosova Savaşı beyliklerin en çok
katılım gösterdiği ve Osmanlılara yardım ettiği savaştır.
1.1.1. BATI ANADOLU BEYLİKLERİNİN
VASALLAŞMASI
Osmanlıların
Rumeli’de tutunmaya başlamaları daha 1350’li yıllardan itibaren onların Batı
Anadolu Türkmen beylikleri ile olan münasebetlerinde bir dönüm noktası
olmuştur. Özellikle Rumeli’de sınır hatlarında kendi askeri gruplarıyla ‘gaza’
yapan uç beyleri büyük şöhrete sahip oldular. Bu aynı zamanda onlara ihtişam ve
zenginlik de kazandırmıştı. Söz konusu ihtişam ve bu bölgede elde edilen
ganimetler, Anadolu’da gerek Osmanlı gerekse diğer beylikler tebaası üzerinde
büyük bir etki yaptı. Batı Anadolu ve Orta Anadolu beylerinin tabanlarının ve
askeri zümrelerinin Osmanlı tarafına kaymasını, aynı imkânlara kavuşma hevesi
dolayısıyla, kolaylaştırdı. Hatta geç tarihli de olsa tarihçi Şükrullah’ın bu
konudaki ifadelerinin tarihi seyirle paralellikler gösterdiğini söylemek yanlış
olmaz. Osmanlılar komşularından başlayarak Anadolu’daki Türkmen beyleri
üzerinde son derece dikkatli bir siyaset takip etmişlerdir. Bu siyaset iki
safhada kendisini gösterir: İlki I. Murad döneminde başlayan vasallık, yani
Batı Anadolu Türkmen dünyasını Osmanlı bayrağı altında gevşek sayılabilecek bir
konfederasyon halinde tutma, ikincisi ise Yıldırım Bayezid’in merkezi bir
devlet kurma fikri içerisinde bütün vasalları doğrudan merkezi idareye bağlama
ve eski bey ailelerini tasfiye etmekti. I. Murad muhtemelen Rumeli’ deki
faaliyetlerini yoğunlaştırmanın da etkisiyle arkadan gelebilecek tehlikeleri
hesaba katıyordu. Ayrıca Orta Anadolu’da Selçukluların varisi olma iddiasındaki
güçlü Karamanoğulları, Batı Anadolu beylikleri üzerinde benzeri politikaları
takip ediyordu ve bu bakımdan önemli bir rakip durumundaydı. 1360’lı yıllardan
itibaren Karamanoğulları faktörü ve rekabeti ön plana çıktı. Osmanlıların ‘kâfirle
savaşma’ şöhreti bütün Türkmen uç dünyasında, hatta Orta Anadolu’da ki
beyliklere kadar yayılmıştı. Uç dünyasında Germiyanoğulları’nın oynadığı rolü
şimdi Osmanlılar üstlenmişti. Böylece I. Murad dikkatli bir şekilde vasallık
bağı kurma siyaseti başlattı.[2]
1.1.1. a. Merkezi birlik mi yoksa gevşek birlik mi?
Bu
konuya baktığımız zaman hiçbir devlet merkezi otoritesi sağlam olmadan ayakta
kalamamıştır. Dönemsel olarak baktığımızda I. Murad beyliklerle direkt bir
düşmanlık yerine daha hoşgörülü bir anlayışla yanlarına çekmeyi arzuluyordu,
başarılı da oldu. Birçok beylikle gerek evlilik olsun gerekse siyasi anlaşmalar
olsun her zaman işbirliği içerisindeydi. Yıldırım Bayezid ise lakabından
anlaşılacağı üzere bir an da tüm beylikleri tek bayrak altında toplamak
istemiştir. Lakin güçlü bir faktör olan Karamanoğulları beyliğini unutmamamız
gerekir…
1.1.2. İKİ TÜRK BEYLİĞİNİN MÜCADELESİ
Bir
tarafta Hristiyanlara karşı gazalar yapan Osmanlılar, diğer tarafta ise o
gazalara katılan ancak Osmanlıları bu yolda kendisine rakip gören
Karamanoğulları… Bu iki güçlü beylik arasında kalan küçük beylikler ise
durumlarını bunların hareketlerine göre ayarlamaya çalıştılar. Fakat Osmanlılar
iki olay sonrasında liderliği üstlenmekte ve Anadolu’da ki beylikleri kendisine
bağlamakta gecikmediler. İlk olay, Karamanoğulları’nın Osmanlılara atfedilen
gaza şöhretlerini kendilerinin de kazanabileceklerini göstermeye yönelik olarak
giriştikleri Gorigos seferidir. Bu seferin açılmasında Hilafet merkezi olarak
daima Türkmen beylerinin meşruiyet bağlarını teyide çalıştıkları Memluk
sultanlığının çağırısı da etkili olmuştu. Selçuklu varisi olma sıfatıyla
Türkmen beyliklerini kendi bayrağı altına çağıran Karamanlılar hilafet makamından
da destek almış bulunuyorlardı ve topladıkları 40.000 kişilik büyük orduya
Anadolu beyliklerinin kuvvetleri de dâhil olmuştu. Kıbrıs Kralının
himayesindeki Gorigos kale komutanı Robert de Lusignan, bu baskı üzerine Kıbrıs
Kralı I. Pierre Lusignan dan yardım istedi. Şubat 1367 sonlarında Anadolu
beyliklerinin müşterek kuvvetleri Kıbrıs’tan gelen yardımı önleyemediler ve
bozguna uğrayarak dağlara çekildiler. Bu başarısızlık Karamanoğulları’nın
beylikler nezdinde imajını tamamen sarsmış olmalıdır. Böylece Rumeli de
başarılı gazalarla ön plana çıkan Murad Bey birden üstün ve farklı bir konum
kazanmış oldu. Nitekim Gorigos seferi sonunda kendi adına hutbe okutup
Felekabad’da sikke kestiren Hamidoğlu İlyas Bey, Karamanoğlu Aleaddin Bey’e
karşı çıktı. Fakat Aleaddin Bey önünde zor duruma düşünce de Germiyanoğlu Süleyman
Bey, Osmanlı Beyi Murad’dan yardım talep etti. Daha sonra yerine geçen oğlu Hüseyin
Bey ise Karamanlılara karşı Osmanlı himayesine girdiği gibi, onların baskısı
karşısında da Karaman sınırında bulunan kaleleri Osmanlılara para karşılığı devretti.
Bunlar Akşehir, Beyşehir, Seydişehir, Yalvaç ve Karağaç gibi önemli
merkezlerdi.[3]
1.1.2.a. Karamanoğulları beyliğinin
kıskançlığı pahalıya maal oldu.
1.1.3. I.MURADIN AİLE İLİŞKİSİ İLE KURDUĞU
SİYASET ANLAYIŞI
I.
Murad oğlu Bayezid’i Germiyanoğlu Süleyman Bey’in kızı ile evlendirmiş,
karşılığında çeyiz olarak Kütahya, Emet, Simav ve Tavşanlı Osmanlılara
verilmişti. 1380’e kadar bu yörelerin Osmanlı idaresine geçtiği açıktır. Ancak
toprak satın alma ve çeyiz yoluyla toprak kazanma keyfiyeti, Osmanlı
kaynaklarının durumu meşru gösterme çabalarının ürünü olarak kabul edilse bile,
Karamanlı-Osmanlı rekabeti içinde sıkışan Germiyanoğulları ve Hamidoğulları’nın
yönlerini Osmanlılara çevirdiklerinde şüphe bulunmamaktadır. Öte yandan,
1354’te Ankara’nın ele geçirilmesinin ardından Orta Anadolu’ ya doğru açılan
koridor, I. Murad döneminde işlerlik kazanmıştı.
1.1.4. ANADOLUDA İKİNCİ YAYILMA YÖNÜ
İran
ipek ticareti yolu üzerinden yeni bir koridor oluşturuldu. Sivas’ ta
Eretnaoğulları’nın yerine geçen Kadı Burhaneddin’e karşı, Tokat-Amasya
bölgesindeki küçük beylikler Osmanlı himayesine girdiler. Osmanlı nüfuzu daha
sonra ‘Eyalet-i Rum’ denilecek olan Orta Anadolu kesimine doğru etkili olmaya
başladı.
Hamidoğulları’n dan satın aldığı iddia edilen bölge, Eşrefoğulları’n dan
Karamanlılara ve sonra Hamidoğullarına intikal etmişti; dolayısıyla bu iki
devlet arasında bir hukuki tartışma mevzuu haline gelmişti. Hamidoğulları
muhtemelen toprak satma meselesinde, bu işi meşrulaştırmayı amaçlamıştı. Bir
ölçüde ana gayeleri Osmanlılarla Karamanoğullarını karşı karşıya getirmekti. Bu
gelişmeler Osmanlılarla Karamanlılar arasında hızlanan mücadelenin görülür
sebepleri olarak takdim edildi. Aslında bu iki rakip beyliği eninde sonunda
birbiriyle karşı karşıya getirecek hatta derin sebeplerin bir bahanesiydi. I. Murad
1386’da Konya üzerine ve burada Frenk Yazısı adlı yerde yapılan savaşta
Karamanlıları bozguna uğrattı. Bu durum aynı zamanda Karamanoğulları’nın
beylikler üzerindeki iddialarının sonunu oluşturdu. Böylece 1367 den 1386 ya
kadarki dönemde Osmanlılar en büyük rakipleri olan Karamanlıların nüfuzlarını
iyice kırmış oldular. Karamanoğulları Osmanlı hâkimiyetini tanıdı, diğer
beylikler de yine Osmanlının yüksek hâkimiyeti altına girmişlerdir. Osmanlılar
ilk defa Orta Anadolu da önemli sayılabilecek bir ilerleme yapmış, Sivas’a kadar
dayanmışlardı. Anadolu da iki kol halindeki ilerleyerek birleşmiş oldu. 1389’da
Kosova savaşı, Osmanlı bayrağı altındaki Anadolu konfederasyonunun ilk ciddi
görüntüsünü teşkil etmişti. Bu savaşta Batı Anadolu beylerinin kuvvetleri
katılmıştı.
Yukarıda da bahsedildiği gibi, burada büyük bir başarı
kazanılmış, fakat I. Murad’ın şehadeti, bu ittifakın çözülmesine, Karamanoğulları’nın
son bir çabayla diğer beylikleri kendi yanına alarak Anadolu’da ki Osmanlı
topraklarına saldırmasına yol açtı. Belki de bu olay babasının yerine geçen
Yıldırım Bayezid’e köklü bir çözüm yolu gösterdi. Bu ise sert ve katı bir
anlayışıyla beylik topraklarını vasallık değil, doğrudan merkezin kontrolüne
alıp bir Osmanlı sancağı haline getirmekti.[4]
2. OSMANLILAR İLE DİĞER BEYLİKLER ARASINDAKİ
HÂKİMİYET YARIŞI
Bir uç beyliği olarak tarih sahnesine çıkan Osmanlıların
ilk kurulduğu mevki, Bizans hududunda diğer komşu beylikleri ile çevrili idi. Uç veya Ucat olarak adlandırılan Batı Anadolu
bölgesinde kurulmuş olan ve birbiriyle çoğu defa müttefik olarak hareket
edebilen Türkmen beylikleri, siyasî açıdan farklı bir özellik göstermeseler de
taban itibarıyla aynı inanış ve değerler manzumesinin hakim olduğu bir dünyayı
oluşturuyorlardı. Meselenin bu şekilde ele alınması, bilhassa Batı Anadolu bölgesinde
Osmanlılaşma süresi’nin temel olgusunu teşkil eder. Buradaki "Osmanlılaşma",
siyasî bir akım olduğu kadar sosyal ve İktisadî açıdan da değerlendirilmelidir.
Dolayısıyla öncelikle söz konusu beyliklerin Batı Anadolu'dan itibaren Orta ve
Doğu Anadolu'ya doğru yayılma gösteren Osmanlılar karşısındaki durumları ve
Osmanlı hakimiyet anlayışının niteliği önem kazanmaktadır. Burada unutulmaması
gereken diğer önemli konu ise Osmanlılaşma'ya karşı tarafın katkılarıdır.
Özellikle bu katkı beyliklerden Osmanlılara intikal eden müesseselerle
kendisini göstermektedir. Bu çift taraflı etki yukarıda sorulan suallerin
aranmaya çalışılan cevaplarını teşkil ettiği gibi "Osmanlılaşma"
kavramının ortaya çıkışı, bir sentez niteliğini kazanış ve yayılışını da
oluşturmuştur. Kastamonu bölgesinden başlamak üzere Antalya hattına kadar
uzanan Batı Anadolu, Moğolların baskısı ile Orta ve Doğu Anadolu'daki yaylak
mahallerini kaybeden Türkmen boylarının göçlerine sahne olmuştu. Zamanla söz konusu bölgede müstakil veya yarı
müstakil hale gelecek birer devlet şeklinde teşkilatlanan beylikler arasında
özellikle eski Selçuklu payitahtını ele geçirmiş olan Karamanoğulları üstün bir
mevki kazandılar. Selçuklu varisi olma iddiaları ve siyasetleri ile diğer
Türkmen beylikleri üzerinde hak iddiasında bulunmayı daimi olarak sürdürdüler.
Bizans hududuna daha yakın bölgelerdeki Türkmen beylikleri arasında ise Kütahya
merkezli kurulmuş olan Germiyanoğulları ile Kastamonu, Sinop havalisindeki
Candaroğulları ilk dönemlerde güçlü beylikler olarak sivrilmişlerdi. Karasi,
Aydın, Saruhan, Menteşe beylikleri önceleri denize açık klasik, formel
"gaza" ideolojisinin mahiyet değiştirip idealize edildiği bir itici
gücün yönlendirdiği beylikler durumundaydı. Osmanlılar ise ilk önceleri denize
kapalı bir coğrafî mevkide kara beyliği olarak yükselmeyi hedeflemişti. Öte
yandan bu beylikleri içine alan Batı Anadolu'nun dış cephesinde
Karamanoğulları, Eretna, Kadı Burhaneddin, Eşrefoğulları, Ladik beyleri
(İnançoğulları), güneyde Hamidoğulları, Tekeoğulları, Ramazanoğulları,
Dulkadiroğulları, kuzeyde Trabzon Rum İmparatorluğu'na doğru Çepni beyleri
(Taceddinoğulları, Hacı Emir oğullan gibi) teşkilatlanmış bulunuyordu.
Osmanlı beyliğinin ilk yıllarında Kastamonu beyleri
ile bağları dışında kaynaklardan ulaşan bilgilere göre, ilk münasebetleri
Karasi beyliği ile olmuştu. Karasioğulları ile Osmanlı beyliği Bizans hududunda
aynı hedefe yönelik iki rakib güç olarak ortaya çıkmışlardı. Fakat muhtemelen
gücü Kastamonu emirliğine dayandığı anlaşılan Osmanlı beyliği bu rekabette ağır
basarak diğerini zayıflatmış olmalıdır. İlk karşılıklı tesirin de Karasi ile
Osmanlılar arasında meydana geldiği anlaşılmaktadır. Osmanlıların Bizans ile
olan ilişkileri çerçevesinde daha ağır basması ve hedefini Rumeli'ye
yöneltmesi, o sıralarda iç karışıklıklarla sarsılan ve Balıkesir ve Bergama
kolu olarak ikiye bölünmüş olan Karasi beyliğinin huzursuz askerî grupların
olduğu kadar alt tabanı da kendisine çekmiştir. Osmanlı nüfuzunun Karasi'den
Germiyan, Hamid, Saruhan, Menteşe istikametinde giderek yayılmasında, Batı
Anadolu bölgesinin yani bu geniş uç dünyasının temel yapı benzerliklerinin
önemli etkisi olduğu söylenebilir. 1350'li yıllardan itibaren bir taraftan
Bursa-İznik merkezli olmak üzere güneye Batı Anadolu cihetine, diğer taraftan
Kastamonu bölgesine ve Bolu istikametinde Ankara'ya, Amasya-Sivas hattına ve
Karaman sınırlarına doğru üç ana koldan nüfuz ve hâkimiyet tesisinin giderek
kuvvetlendiği dikkat çekmektedir. Osmanlı beyliğinin Karasi üzerindeki hâkimiyet
tesisinden sonra Rumeli'ye geçişi ve gücünü bu yöne aktarması Anadolu'daki
fiili yayılma ve nüfuz tesisini hem yavaşlatan hem de kuvvetlendirip
destekleyen bir etki yaptı. Paradoks gibi gözüken bu durum aslında Rumeli'den
elde edilenin Anadolu'ya aktarılması, bir yandan Rumeli'de yayılmada
Anadolu'nun insan gücü kaynaklarını kullanma şeklinde kendisini gösterir. Bu
çift taraflı etkinin mahiyetini, Rumeli faktörüne nazaran itibara almaksızın
anlamak pek mümkün görünmemektedir.[5]
ALAEDDİN ALİ BEY DÖNEMİNDE
OSMANLI-KARAMANOĞULLARI MÜNASEBETLERİ
Alaeddin
Ali bey dönemi Karamanlıların Osmanlılarla ilk defa karşı karşıya geldiği ve en
fazla mücadelelerin yaşandığı bir devir olmuıştur. Alaeddin Ali bey in siyasi
hayatının hemen hemen hepsi Osmanlılar ilemücadeleler üzerine yoğunlaşmıştır.
Bu münasebetler Orhan bey’den başlayarak Yıldırım Bayezid dönemi de dahil
hızlanarak devam etmiştir. Bu dönemden itibaren iki beyliğin arasındaki ilişki
ilk defa silahlı mücadeleye dönmüştür. Murad bey ile Alaeddlin Ali bey arasında
ilk ihtilaf Ankara havalisi yüzünden baş göstermiştir.
a-Ankara
İhtilafı
Osmanlıların
Bursa dan Ankara ya ve oradan Tokat a
ulaşan etrafını zaptetmesi Anadolu dahakimiyeti ele geçirmek için yapılan mühim
bir teşebbüstür. Osmanlıların doğuya doğru uzanan işgal sahası, Eskişehir Ankara arasında ve çerçevesinde Karamanlıları
ilgilendiriyordu. Ankara, Osmanlılar tarafından Orhan Bey zamanında
zaptedilmiştir. Ankara nın zaptı Osmanlılar bakımından bir dönüm noktası
olmuştur. Burası ticari bakımdan mühim bir merkez ve doğuyu batıya bağlayan
yolların geçtiği bir mevkii idi. Ankara gibi bir yerin Osmanlıların eline
geçmesi Anadolu daki hakimiyet mücadelesinde Karamanlılar bakımından hiç de hoş
karşılanabilecek bir hal değildir. Ankara nın Osmanlıların eline geçmesi
Karamanlıların haricinde Eratnalıların da hoşuna gitmemiştir. I. Murad ın başa
geçmesi ile Karamanlılar gözlerini Ankara ya çevirdiler. Burada bulunan
kuvvetli Ahi zümresini tahrik eden Karamanlılar, Osmanlılara karşı
başkaldırmalarını sağladılar. Ayrıca bu havalideki Moğolların Anadolu daki
bakiyesi olan Çavdar Tatarlarını da ayaklandırdılar. Alaeddin Ali Bey Ankara
nın Osmanlıların elinden alınabilmesi için Eratna oğlu Mehmed Bey, Varsak,
Turgut ve diğer Türkmen Beylerinden teşekkül eden bir ittifak vücuda getirdi.
Bütün
bu olaylardan sonra I. Murad, bu ittifakı bozmak ve Ankara daki ahileri tedip
etmek maksadıyla Ulemanın da reyini aldıktan sonra harekete geçti. Süratli
bir şekilde Ankara ya gelen Murat Bey
şehri Ahiler den çarpışma olmadan teslim aldı. Ahileri tabiiyetine alan Murat
Bey Ankara ın yönetimini onlara bırakmıştır. Böylece Anadolu daki tesis edilmiş
olan ittifakta dağılmış oldu ve Karamanlılar ile Osmanlılar hemhudud
olmuşlardır. Karamanlıların ise kuzey batı istikameti kapanmış bulunmaktaydı.
ALAEDDİN ALİ BEY İLE I. MURAD ARASINDA FRENK
YAZISI MUHAREBESİ
Alaeddin
Ali bey in Seydişehir, Karaağaç v Beyşehir havalisinin yağma ettiği Seydişehir
hakimi Mahmut Bey tarafından I. Murad’a bildirildi. Murat Bey bunun üzerine
Ulemanın da fetvasını alarak Kütahya ya doğru harekete geçti. Burada Timurtaş
Paşa nın emrindeki Sırp askeriyle buluştu. Bu yerlerin daha evvelden
kendilerine katıldığını iddia eden Alaeddin Ali bey, Murat Bey in bu yürüyüşünü
diplomatik yoldan halletmek istedi. Bu sırada arasının açık olduğu
Eratnalıların yerine kendi beyliğini tesis eden Kadı Burhaneddin in Ahmed ile
anlaşarak onun saf dışı kalmasını sağladı. Bu Kadı Burhaneddin in de işine
gelmekteydi. Çünkü Karamanlı topraklarının Osmanlılara geçmesi Kadı
Burhaneddinin hakimiyet sahasını tehtit etmekteydi. Harp meclisini toplayan
Alaeddin Ali Bey I. Murad a af talep etmek için karar aldı. Bunun üzerine I.
Murad a elçi gönderildi. Bu elçi aynı zamanda Osmanlıların askeri kuvvetini
öğrenmek maksadıyla gitmişti. Bu görüşme işe yaramamıştı ve iki ordu Frenk
Yazıları mevkiine geldiler. İki tarafın asker sayısı 70.000 civarındaydı, iki
ordu birbirinin üzerine yürüdü çok şiddetli bir şekilde cereyan etmiştir.
Osmanlı ordusu çok geçmeden Karamanlıları dağıtmaya başladı, Bayezid in
dayanılmaz saldırıları harbin kaderini büyük ölçüde belirlemişitir. Bununla
beraber Alaeddin Ali bey Konya Kalesine sığındı. Geride kalan Karaman askerleri
de firar etti. I. Murad konya üzerine yürüyeme başladı, Ali bey ise sulh için
elçi gönderse de Muradın öfkesini dindiremedi ve elçiyi kovdu. Bunun üzerine
Ali bey elçi olarak hanımı ve I. Murad ın kızı Melek hatunu gönderdi, ve çok
iyi karşılandırlar. Ali beyin gelip elini öpmesini isteyen I. Murad; ancak o
zaman sulh olur demesi üzerine Ali bey hemen otağa gelip elini öpmüştür.
Antlaşma yapıldı, anlaşmaya göre Karamanlılar her sene Osmanlılara Arpa Akçesi
vergi verecekler Ali nin kardeşlerinden biri Murad ın yanında rehine olarak
kalacak ve Ali nin oğlu Hamid in aldığı yerleri tekrar verecektir. Böylece
savaş bitmiş iki tarafta barışmışlardır.
Özetle: I. Murad 60 yaşını Bursa'da
geçirmekteyken bu sefer de damadı Karamanlı
Alâeddin Bey ile uğraşmak zorunda kaldı. Alâeddin
Bey 1386'da Osmanlı sınırlarını çiğneyip Osmanlı idaresine 1381'de geçen
Beyşehir'e saldırdı. Bunun üzerine I. Murad büyük bir ordu ile Karamanlı
merkezi Konya üzerine
yürüdü. Alâeddin Bey'in af dilemesini ve barış önerilerini kabul etmedi.
Osmanlı ve Karamanlı orduları Konya şehri yakınlarında bir çarpışmaya
giriştiler. Alâeddin Bey yenildi ve Konya kalesine kapandı. Fakat Osmanlı
ordusu kaleyi kuşatıp çok geçmeden alıp kenti fethettiler. I. Murad'ın kızı ve
Alâeddin Bey'in karısı Nefise
Melek Hatun babası huzuruna çıkıp kocasının
affını diledi. Oğluna karşı çok haşin davranmış olan I. Murad, damadına karşı
çok bağışlayıcı davrandı ve onun hayatını bağışlayıp Bursa'ya döndü.
ANKARADA KAZANILAN YERLER
50 yaşındayken 1376'da I. Murad Bursa'ya döndü ve savaşsız
geçen 5 yılı orada sarayında geçirdi.1381'de oğlu Yıldırım Bayezid ile Germiyanoğulları Beyi
Süleyman Şah'ın kızı Devlet Hatun ile evlendirdi. Germiyanoğulları çeyiz
olarak Kütahya, Simav, Tavşanlı, Emet kentlerini
Osmanlılara verdiler ve Süleyman Şah Kula'ya çekildi. Bursa'da yapılan görkemli
düğüne konuk olan Hamitoğulları Beyi Hüseyin
Bey ve elçisiyle görüşen I. Murad 80 bin altın karşılığında Akşehir, Yalvaç, Beyşehir, Seydişehir, Karaağaç, Eğirdir ve Isparta'yı satın aldı. Bu siyaset sonucu
Osmanlı kısa zamanda Karamanoğulları ile karşı
karşıya geldi.
Böylece I. Murad "Sultan" sanısıyla anılması
gerektiren bir güce ulaşıyordu.
SONUÇ:
Sonuç olarak Osmanlılar Anadolu üzerinde siyasi birliği
sağlamak için bir hayli çaba sarfetmişlerdir. Karamanoğulları , Germiyanoğulları
ve Kadı Burhaneddin gibi güçlü beylerle mücadele eden I. Murad, ne olursa olsun
Anadoluda düzeni tesis etmiş ve kendisine karşı hareket eden beylikleri tek tek
bertaraf etmiştir. Selçuklu varisi olma sorusuna gelecek olursak; Osmanlılar Selçuklu
nun Amasya kolunda, Karamanoğulları ise Konya kolunda bulunuyorlardı.
Hakimiyetin ve varisliğin sadece bulunulduğu konum değil, liderlik ve savaş
zekasına sahip olanın hakkı olduğu görülmüş oldu. Kırılma anı olarak
göstermemiz gereken olay da bu varislik olayıdır. Şimdilik Anadolu nun siyasi
birliği sağlanmış gibi görünse de, Kosova savaşında I. Murad ın şehid olmasıyla
beraber süregelen ve Yıldırım Bayezidin sert birlik sistemi ile tekrar bozulur.
En büyük örnek olarak ise 1402 Ankara savaşı sırasında birçok beyliğin Timur
Devleti yanında yer alarak Osmanlıları ortadan kaldırmak istemişlerdir. Bu
makalemizde ihtiyar tarihin sayfalarını karıştırmamızda etkisi olan sayın: DR.
Mehmet Doğan hocamıza ve bu araştırmada ulaştığım tüm kaynak sahipleri
hocalarımıza teşekkür ediyorum, saygılarımla arz ederim…
KAYNAKÇA:
1-
file:///C:/Users/Bu%C4%9Frahan/Desktop/878-ilk_Osmanlilar_Ve_Bati_Anadolu_Beylikler_Dunyasi_(Feridun_M.Emecen)(Istanbul-2010).pdf
3-
http://www.ehlisunnetbuyukleri.com/Islam-Tarihi-Ansiklopedisi/Detay/KARAMANOGULLARI/446
4-
https://www.sabah.com.tr/egitim/2017/01/19/anadoluda-beylikler-donemi
6-
https://tr.wikipedia.org/wiki/I._Murad#Karamano%C4%9Fullar%C4%B1_ile_sava%C5%9F
7-
https://tr.wikipedia.org/wiki/I._Murad#Anadolu'da_kazan%C4%B1lan_yeni_y%C3%B6reler
8-
Aleaddin Ali bey döneminde
karamanlıların siyasi münasebet ve mücadeleleri
9-
FERİDUN M. EMECEN- OSMANLI
İMPARATORLUĞU’NUN KURULUŞ VE YÜKSELİŞ TARİHİ
10- FERİDUN M. EMECEN- İLK OSMANLILAR
[1] Buğrahan
Özkara naçizane görüşü
[2] Feridun
M. Emecen OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN KURULUŞ VE YÜKSELİŞ TARİHİ. s.71
[3] Feridun
M. Emecen OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN KURULUŞ VE YÜKSELİŞ TARİHİ. s.72
[4] Feridun
M. Emecen OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN KURULUŞ VE YÜKSELİŞ TARİHİ. s.74-75
[5] file:///C:/Users/Bu%C4%9Frahan/Desktop/878-ilk_Osmanlilar_Ve_Bati_Anadolu_Beylikler_Dunyasi_(Feridun_M.Emecen)(Istanbul-2010).pdf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayın takipçilerimiz hakaret etmeden yorumlarınızı yapabilirsiniz.