I.MURAD DÖNEMİ BEYLİKLERLE İLİŞKİLER VE KIRILMA NOKTALARI - akademitarih

EN YENİ MAKALELER

Post Top Ad

Your Ad Spot

22 Şubat 2021 Pazartesi

I.MURAD DÖNEMİ BEYLİKLERLE İLİŞKİLER VE KIRILMA NOKTALARI

 



I.MURAD DÖNEMİ BEYLİKLERLE İLİŞKİLER VE KIRILMA NOKTALARI



Buğrahan Özkara

Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü Öğrencisi



  

GİRİŞ

Anadolu toprakları üzerinde çeşitli dönemlerde birçok milletten ve topluluktan insanlar barınıyordu. Bildiğimiz üzere Türkler bu topraklara 1071 Malazgirt savaşı ile girip, 1176 Miryokefelon savaşı ile de tapusunu almıştır. O dönemden bu yana çeşitli devletler ve beylikler kurulmuştur. Anadolu Selçuklu devleti zamanında Anadolu da birçok beylikler göze çarpmaktadır. Selçuklunun Kösedağ savaşında Moğollara yenilmesinden sonra siyasi birliğin teşkili bozulunca, Anadolu da birinci beylikler dönemi başlamış, güçlü olan beylikler kendi hükümdarlıklarını ilan etmişti. Batı Anadolu da bulunan Osmanlı Beyliği en çok göze çarpan beylik konumundaydı. Diğer beyliklere nazaran Osmanlı beyliği süratle topraklarını büyütmüş ve Hristiyanlara karşı bir gaza hareketine başlamıştır. Diğer Türk Beylikleri de bu gazalara katılmışsa da, Osmanlı Beyliği kadar tarih sahnesine çıkamamışlardır. Beylikten koca bir devlete bürünen Osmanlı Beyliği, Anadolu da hem merkezi otoriteyi sağlamak hem de yıkılan Selçuklu Devleti yerine tekrar bir Türk devleti statüsünü kurmayı amaçlamışlardır. Ancak bunu diğer beyliklerde istememekteydi ve hatta kendisini Selçuklu’nun varisi olarak gören Karamanoğulları ile aralarında gerginlikler olacaktır. Bu bağlamda ilk Osmanlı padişahları batıya yapılan gazaların yanı sıra Anadolu topraklarında bulunan diğer beyler ile de hem siyasi hem de askeri işbirlikleri yapmıştır. Bu yazımızda I.MURAD dönemi, Anadolu beylikleri ile olan ilişkileri ve kırılma anlarını inceleyeceğiz.

 

1. I. MURAD DÖNEMİ BEYLİKLERİN DURUMU

I. Murad, genellikle hükümdarlığı boyunca batıya doğru fetihler yapmış, Rumeli beldelerini tek tek Osmanlı topraklarına katmıştır. Bu durum karşısında Anadolu da bulunan diğer beylikler Osmanlı ile hem siyasi hem askeri anlaşmalar yapıyor ve Osmanlı’nın yanında yer alıyorlardı. Lakin merkezi otoritenin tescil edilmesinin şart olduğu dönemlerde, beyliklerin bir kısmı Osmanlı’ya tabii oluyor, bir kısmı ise denge politikası güdüyordu. İlerleyen yıllarda özellikle Karamanoğulları Beyliği ile yaşanan çeşitli sıkıntılar, merkezi otoritenin tecili konusunda kırılma anları yaşatacak ve savaşın eşiğine gelecektir. Karamanoğulları Konya ve havalisine hâkimdir. Germiyanoğuları; Malatya’dan Kütahya'ya gelen aşiret, I. Yakup döneminde Kütahya merkez olmak üzere Kula, Simav, Denizli çevresine, Hamitoğlulları beyliği ise  Eğirdir ve Isparta bölgelerine hâkimdir.[1]

1.a. Beylikler arası yaşanan hâkimiyet kavgası

Görüldüğü üzere hep beraber düşmanla savaşlar yapılsa bile yeri geldiği zaman kendi aralarında birbirlerine düşen Türk beylikleri hatta devletleri de olmuştur. Türkler arasında cihan hâkimiyeti mefkûresi çok önemli olup, tek hâkimin/hükümdarın olmasını ve o hükümdarın da sadece kendisi olması gerektiğini düşünen beyler arasında her zaman sıkıntılı durumlar yaşanmıştır. En büyük sıkıntıyı ise Karamanoğulları çıkartmaktadır. Hâlbuki I. Kosova Savaşı beyliklerin en çok katılım gösterdiği ve Osmanlılara yardım ettiği savaştır.

1.1.1. BATI ANADOLU BEYLİKLERİNİN VASALLAŞMASI

Osmanlıların Rumeli’de tutunmaya başlamaları daha 1350’li yıllardan itibaren onların Batı Anadolu Türkmen beylikleri ile olan münasebetlerinde bir dönüm noktası olmuştur. Özellikle Rumeli’de sınır hatlarında kendi askeri gruplarıyla ‘gaza’ yapan uç beyleri büyük şöhrete sahip oldular. Bu aynı zamanda onlara ihtişam ve zenginlik de kazandırmıştı. Söz konusu ihtişam ve bu bölgede elde edilen ganimetler, Anadolu’da gerek Osmanlı gerekse diğer beylikler tebaası üzerinde büyük bir etki yaptı. Batı Anadolu ve Orta Anadolu beylerinin tabanlarının ve askeri zümrelerinin Osmanlı tarafına kaymasını, aynı imkânlara kavuşma hevesi dolayısıyla, kolaylaştırdı. Hatta geç tarihli de olsa tarihçi Şükrullah’ın bu konudaki ifadelerinin tarihi seyirle paralellikler gösterdiğini söylemek yanlış olmaz. Osmanlılar komşularından başlayarak Anadolu’daki Türkmen beyleri üzerinde son derece dikkatli bir siyaset takip etmişlerdir. Bu siyaset iki safhada kendisini gösterir: İlki I. Murad döneminde başlayan vasallık, yani Batı Anadolu Türkmen dünyasını Osmanlı bayrağı altında gevşek sayılabilecek bir konfederasyon halinde tutma, ikincisi ise Yıldırım Bayezid’in merkezi bir devlet kurma fikri içerisinde bütün vasalları doğrudan merkezi idareye bağlama ve eski bey ailelerini tasfiye etmekti. I. Murad muhtemelen Rumeli’ deki faaliyetlerini yoğunlaştırmanın da etkisiyle arkadan gelebilecek tehlikeleri hesaba katıyordu. Ayrıca Orta Anadolu’da Selçukluların varisi olma iddiasındaki güçlü Karamanoğulları, Batı Anadolu beylikleri üzerinde benzeri politikaları takip ediyordu ve bu bakımdan önemli bir rakip durumundaydı. 1360’lı yıllardan itibaren Karamanoğulları faktörü ve rekabeti ön plana çıktı. Osmanlıların ‘kâfirle savaşma’ şöhreti bütün Türkmen uç dünyasında, hatta Orta Anadolu’da ki beyliklere kadar yayılmıştı. Uç dünyasında Germiyanoğulları’nın oynadığı rolü şimdi Osmanlılar üstlenmişti. Böylece I. Murad dikkatli bir şekilde vasallık bağı kurma siyaseti başlattı.[2]

1.1.1. a.  Merkezi birlik mi yoksa gevşek birlik mi?

Bu konuya baktığımız zaman hiçbir devlet merkezi otoritesi sağlam olmadan ayakta kalamamıştır. Dönemsel olarak baktığımızda I. Murad beyliklerle direkt bir düşmanlık yerine daha hoşgörülü bir anlayışla yanlarına çekmeyi arzuluyordu, başarılı da oldu. Birçok beylikle gerek evlilik olsun gerekse siyasi anlaşmalar olsun her zaman işbirliği içerisindeydi. Yıldırım Bayezid ise lakabından anlaşılacağı üzere bir an da tüm beylikleri tek bayrak altında toplamak istemiştir. Lakin güçlü bir faktör olan Karamanoğulları beyliğini unutmamamız gerekir…

1.1.2. İKİ TÜRK BEYLİĞİNİN MÜCADELESİ

Bir tarafta Hristiyanlara karşı gazalar yapan Osmanlılar, diğer tarafta ise o gazalara katılan ancak Osmanlıları bu yolda kendisine rakip gören Karamanoğulları… Bu iki güçlü beylik arasında kalan küçük beylikler ise durumlarını bunların hareketlerine göre ayarlamaya çalıştılar. Fakat Osmanlılar iki olay sonrasında liderliği üstlenmekte ve Anadolu’da ki beylikleri kendisine bağlamakta gecikmediler. İlk olay, Karamanoğulları’nın Osmanlılara atfedilen gaza şöhretlerini kendilerinin de kazanabileceklerini göstermeye yönelik olarak giriştikleri Gorigos seferidir. Bu seferin açılmasında Hilafet merkezi olarak daima Türkmen beylerinin meşruiyet bağlarını teyide çalıştıkları Memluk sultanlığının çağırısı da etkili olmuştu. Selçuklu varisi olma sıfatıyla Türkmen beyliklerini kendi bayrağı altına çağıran Karamanlılar hilafet makamından da destek almış bulunuyorlardı ve topladıkları 40.000 kişilik büyük orduya Anadolu beyliklerinin kuvvetleri de dâhil olmuştu. Kıbrıs Kralının himayesindeki Gorigos kale komutanı Robert de Lusignan, bu baskı üzerine Kıbrıs Kralı I. Pierre Lusignan dan yardım istedi. Şubat 1367 sonlarında Anadolu beyliklerinin müşterek kuvvetleri Kıbrıs’tan gelen yardımı önleyemediler ve bozguna uğrayarak dağlara çekildiler. Bu başarısızlık Karamanoğulları’nın beylikler nezdinde imajını tamamen sarsmış olmalıdır. Böylece Rumeli de başarılı gazalarla ön plana çıkan Murad Bey birden üstün ve farklı bir konum kazanmış oldu. Nitekim Gorigos seferi sonunda kendi adına hutbe okutup Felekabad’da sikke kestiren Hamidoğlu İlyas Bey, Karamanoğlu Aleaddin Bey’e karşı çıktı. Fakat Aleaddin Bey önünde zor duruma düşünce de Germiyanoğlu Süleyman Bey, Osmanlı Beyi Murad’dan yardım talep etti. Daha sonra yerine geçen oğlu Hüseyin Bey ise Karamanlılara karşı Osmanlı himayesine girdiği gibi, onların baskısı karşısında da Karaman sınırında bulunan kaleleri Osmanlılara para karşılığı devretti. Bunlar Akşehir, Beyşehir, Seydişehir, Yalvaç ve Karağaç gibi önemli merkezlerdi.[3]

1.1.2.a. Karamanoğulları beyliğinin kıskançlığı pahalıya maal oldu.

Gördüğümüz üzere Karamanoğulları kendi çıkar ve ihtirasları doğrultusunda kalkıştığı Gorigos seferinden nasıl hezimetle döndüğüne şahit oluyoruz. Osmanlıların Rumeli’de aldığı toprakları kolay aldığını sanan Karamanoğulları, Gorigos seferinde aslında liderliğin o kadar kolay olmadığını ve lider olunmaz lider doğulur kavramının ne denli önemli olduğuna şahit olmuştur. Nitekim o kadar asker toplayıp hutbe okutmakla savaş kazanılmaz aksine zekâ ile savaş kazanılır. I. Murad zekâsı ile Rumeli’de birçok toprak fethetmiştir. Hüdavendigar lakabına ne kadar layık olduğu buradan bellidir. Hüdavendigar, asil, soylu, efendi olup da başkasına da iyilik yapan soylu kişilere verilen bir sıfattır…

1.1.3. I.MURADIN AİLE İLİŞKİSİ İLE KURDUĞU SİYASET ANLAYIŞI

I. Murad oğlu Bayezid’i Germiyanoğlu Süleyman Bey’in kızı ile evlendirmiş, karşılığında çeyiz olarak Kütahya, Emet, Simav ve Tavşanlı Osmanlılara verilmişti. 1380’e kadar bu yörelerin Osmanlı idaresine geçtiği açıktır. Ancak toprak satın alma ve çeyiz yoluyla toprak kazanma keyfiyeti, Osmanlı kaynaklarının durumu meşru gösterme çabalarının ürünü olarak kabul edilse bile, Karamanlı-Osmanlı rekabeti içinde sıkışan Germiyanoğulları ve Hamidoğulları’nın yönlerini Osmanlılara çevirdiklerinde şüphe bulunmamaktadır. Öte yandan, 1354’te Ankara’nın ele geçirilmesinin ardından Orta Anadolu’ ya doğru açılan koridor, I. Murad döneminde işlerlik kazanmıştı.

1.1.4. ANADOLUDA İKİNCİ YAYILMA YÖNÜ

İran ipek ticareti yolu üzerinden yeni bir koridor oluşturuldu. Sivas’ ta Eretnaoğulları’nın yerine geçen Kadı Burhaneddin’e karşı, Tokat-Amasya bölgesindeki küçük beylikler Osmanlı himayesine girdiler. Osmanlı nüfuzu daha sonra ‘Eyalet-i Rum’ denilecek olan Orta Anadolu kesimine doğru etkili olmaya başladı. Hamidoğulları’n dan satın aldığı iddia edilen bölge, Eşrefoğulları’n dan Karamanlılara ve sonra Hamidoğullarına intikal etmişti; dolayısıyla bu iki devlet arasında bir hukuki tartışma mevzuu haline gelmişti. Hamidoğulları muhtemelen toprak satma meselesinde, bu işi meşrulaştırmayı amaçlamıştı. Bir ölçüde ana gayeleri Osmanlılarla Karamanoğullarını karşı karşıya getirmekti. Bu gelişmeler Osmanlılarla Karamanlılar arasında hızlanan mücadelenin görülür sebepleri olarak takdim edildi. Aslında bu iki rakip beyliği eninde sonunda birbiriyle karşı karşıya getirecek hatta derin sebeplerin bir bahanesiydi. I. Murad 1386’da Konya üzerine ve burada Frenk Yazısı adlı yerde yapılan savaşta Karamanlıları bozguna uğrattı. Bu durum aynı zamanda Karamanoğulları’nın beylikler üzerindeki iddialarının sonunu oluşturdu. Böylece 1367 den 1386 ya kadarki dönemde Osmanlılar en büyük rakipleri olan Karamanlıların nüfuzlarını iyice kırmış oldular. Karamanoğulları Osmanlı hâkimiyetini tanıdı, diğer beylikler de yine Osmanlının yüksek hâkimiyeti altına girmişlerdir. Osmanlılar ilk defa Orta Anadolu da önemli sayılabilecek bir ilerleme yapmış, Sivas’a kadar dayanmışlardı. Anadolu da iki kol halindeki ilerleyerek birleşmiş oldu. 1389’da Kosova savaşı, Osmanlı bayrağı altındaki Anadolu konfederasyonunun ilk ciddi görüntüsünü teşkil etmişti. Bu savaşta Batı Anadolu beylerinin kuvvetleri katılmıştı.

Yukarıda da bahsedildiği gibi, burada büyük bir başarı kazanılmış, fakat I. Murad’ın şehadeti, bu ittifakın çözülmesine, Karamanoğulları’nın son bir çabayla diğer beylikleri kendi yanına alarak Anadolu’da ki Osmanlı topraklarına saldırmasına yol açtı. Belki de bu olay babasının yerine geçen Yıldırım Bayezid’e köklü bir çözüm yolu gösterdi. Bu ise sert ve katı bir anlayışıyla beylik topraklarını vasallık değil, doğrudan merkezin kontrolüne alıp bir Osmanlı sancağı haline getirmekti.[4]

 

 

2. OSMANLILAR İLE DİĞER BEYLİKLER ARASINDAKİ HÂKİMİYET YARIŞI

 

Bir uç beyliği olarak tarih sahnesine çıkan Osmanlıların ilk kurulduğu mevki, Bizans hududunda diğer komşu beylikleri ile çevrili idi.  Uç veya Ucat olarak adlandırılan Batı Anadolu bölgesinde kurulmuş olan ve birbiriyle çoğu defa müttefik olarak hareket edebilen Türkmen beylikleri, siyasî açıdan farklı bir özellik göstermeseler de taban itibarıyla aynı inanış ve değerler manzumesinin hakim olduğu bir dünyayı oluşturuyorlardı. Meselenin bu şekilde ele alınması, bilhassa Batı Anadolu bölgesinde Osmanlılaşma süre­si’nin temel olgusunu teşkil eder. Buradaki "Osmanlılaşma", siyasî bir akım olduğu kadar sosyal ve İktisadî açıdan da değerlendirilmelidir. Dolayısıyla öncelikle söz konusu beyliklerin Batı Anadolu'dan itibaren Orta ve Doğu Anadolu'ya doğru yayılma gösteren Osmanlılar karşısındaki durumları ve Osmanlı hakimiyet anlayışının niteliği önem kazanmaktadır. Burada unutulmaması gereken diğer önemli konu ise Osmanlılaşma'ya karşı tarafın katkılarıdır. Özellikle bu katkı beyliklerden Osmanlılara intikal eden müesseselerle kendisini göstermektedir. Bu çift taraflı etki yukarıda sorulan suallerin aranmaya çalışılan cevaplarını teşkil ettiği gibi "Osmanlılaşma" kavramının ortaya çıkışı, bir sentez niteliğini kazanış ve yayılışını da oluşturmuştur. Kastamonu bölgesinden başlamak üzere Antalya hattına kadar uzanan Batı Anadolu, Moğolların baskısı ile Orta ve Doğu Anadolu'daki yaylak mahallerini kaybeden Türkmen boylarının göçlerine sahne olmuştu.  Zamanla söz konusu bölgede müstakil veya yarı müstakil hale gelecek birer devlet şeklinde teşkilatlanan beylikler arasında özellikle eski Selçuklu payitahtını ele geçirmiş olan Karamanoğulları üstün bir mevki kazandılar. Selçuklu varisi olma iddiaları ve siyasetleri ile diğer Türkmen beylikleri üzerinde hak iddiasında bulunmayı daimi olarak sürdürdüler. Bizans hududuna daha yakın bölgelerdeki Türkmen beylikleri arasında ise Kütahya merkezli kurulmuş olan Germiyanoğulları ile Kastamonu, Sinop havalisindeki Candaroğulları ilk dönemlerde güçlü beylikler olarak sivrilmişlerdi. Karasi, Aydın, Saruhan, Menteşe beylikleri önceleri denize açık klasik, formel "gaza" ideolojisinin mahiyet değiştirip idealize edildiği bir itici gücün yönlendirdiği beylikler durumundaydı. Osmanlılar ise ilk önceleri denize kapalı bir coğrafî mevkide kara beyliği olarak yükselmeyi hedeflemişti. Öte yandan bu beylikleri içine alan Batı Anadolu'nun dış cephesinde Karamanoğulları, Eretna, Kadı Burhaneddin, Eşrefoğulları, Ladik beyleri (İnançoğulları), güneyde Hamidoğulları, Tekeoğulları, Ramazanoğulları, Dulkadiroğulları, kuzeyde Trabzon Rum İmparatorluğu'na doğru Çepni beyleri (Taceddinoğulları, Hacı Emir oğullan gibi) teşkilatlanmış bulunuyordu.

Osmanlı beyliğinin ilk yıllarında Kastamonu beyleri ile bağları dışında kaynaklardan ulaşan bilgilere göre, ilk münasebetleri Karasi beyliği ile olmuştu. Karasioğulları ile Osmanlı beyliği Bizans hududunda aynı hedefe yönelik iki rakib güç olarak ortaya çıkmışlardı. Fakat muhtemelen gücü Kastamonu emirliğine dayandığı anlaşılan Osmanlı beyliği bu rekabette ağır basarak diğerini zayıflatmış olmalıdır. İlk karşılıklı tesirin de Karasi ile Osmanlılar arasında meydana geldiği anlaşılmaktadır. Osmanlıların Bizans ile olan ilişkileri çerçevesinde daha ağır basması ve hedefini Rumeli'ye yöneltmesi, o sıralarda iç karışıklıklarla sarsılan ve Balıkesir ve Bergama kolu olarak ikiye bölünmüş olan Karasi beyliğinin huzursuz askerî grupların olduğu kadar alt tabanı da kendisine çekmiştir. Osmanlı nüfuzunun Karasi'den Germiyan, Hamid, Saruhan, Menteşe istikametinde giderek yayılmasında, Batı Anadolu bölgesinin yani bu geniş uç dünyasının temel yapı benzerliklerinin önemli etkisi olduğu söylenebilir. 1350'li yıllardan itibaren bir taraftan Bursa-İznik merkezli olmak üzere güneye Batı Anadolu cihetine, diğer taraftan Kastamonu bölgesine ve Bolu istikametinde Ankara'ya, Amasya-Sivas hattına ve Karaman sınırlarına doğru üç ana koldan nüfuz ve hâkimiyet tesisinin giderek kuvvetlendiği dikkat çekmektedir. Osmanlı beyliğinin Karasi üzerindeki hâkimiyet tesisinden sonra Rumeli'ye geçişi ve gücünü bu yöne aktarması Anadolu'daki fiili yayılma ve nüfuz tesisini hem yavaşlatan hem de kuvvetlendirip destekleyen bir etki yaptı. Paradoks gibi gözüken bu durum aslında Rumeli'den elde edilenin Anadolu'ya aktarılması, bir yandan Rumeli'de yayılmada Anadolu'nun insan gücü kaynaklarını kullanma şeklinde kendisini gösterir. Bu çift taraflı etkinin mahiyetini, Rumeli faktörüne nazaran itibara almaksızın anlamak pek mümkün görünmemektedir.[5]

 

ALAEDDİN ALİ BEY DÖNEMİNDE OSMANLI-KARAMANOĞULLARI MÜNASEBETLERİ

Alaeddin Ali bey dönemi Karamanlıların Osmanlılarla ilk defa karşı karşıya geldiği ve en fazla mücadelelerin yaşandığı bir devir olmuıştur. Alaeddin Ali bey in siyasi hayatının hemen hemen hepsi Osmanlılar ilemücadeleler üzerine yoğunlaşmıştır. Bu münasebetler Orhan bey’den başlayarak Yıldırım Bayezid dönemi de dahil hızlanarak devam etmiştir. Bu dönemden itibaren iki beyliğin arasındaki ilişki ilk defa silahlı mücadeleye dönmüştür. Murad bey ile Alaeddlin Ali bey arasında ilk ihtilaf Ankara havalisi yüzünden baş göstermiştir.

 

            a-Ankara İhtilafı

Osmanlıların Bursa dan  Ankara ya ve oradan Tokat a ulaşan etrafını zaptetmesi Anadolu dahakimiyeti ele geçirmek için yapılan mühim bir teşebbüstür. Osmanlıların doğuya doğru uzanan işgal sahası, Eskişehir  Ankara arasında ve çerçevesinde Karamanlıları ilgilendiriyordu. Ankara, Osmanlılar tarafından Orhan Bey zamanında zaptedilmiştir. Ankara nın zaptı Osmanlılar bakımından bir dönüm noktası olmuştur. Burası ticari bakımdan mühim bir merkez ve doğuyu batıya bağlayan yolların geçtiği bir mevkii idi. Ankara gibi bir yerin Osmanlıların eline geçmesi Anadolu daki hakimiyet mücadelesinde Karamanlılar bakımından hiç de hoş karşılanabilecek bir hal değildir. Ankara nın Osmanlıların eline geçmesi Karamanlıların haricinde Eratnalıların da hoşuna gitmemiştir. I. Murad ın başa geçmesi ile Karamanlılar gözlerini Ankara ya çevirdiler. Burada bulunan kuvvetli Ahi zümresini tahrik eden Karamanlılar, Osmanlılara karşı başkaldırmalarını sağladılar. Ayrıca bu havalideki Moğolların Anadolu daki bakiyesi olan Çavdar Tatarlarını da ayaklandırdılar. Alaeddin Ali Bey Ankara nın Osmanlıların elinden alınabilmesi için Eratna oğlu Mehmed Bey, Varsak, Turgut ve diğer Türkmen Beylerinden teşekkül eden bir ittifak vücuda getirdi.

Bütün bu olaylardan sonra I. Murad, bu ittifakı bozmak ve Ankara daki ahileri tedip etmek maksadıyla Ulemanın da reyini aldıktan sonra harekete geçti. Süratli bir  şekilde Ankara ya gelen Murat Bey şehri Ahiler den çarpışma olmadan teslim aldı. Ahileri tabiiyetine alan Murat Bey Ankara ın yönetimini onlara bırakmıştır. Böylece Anadolu daki tesis edilmiş olan ittifakta dağılmış oldu ve Karamanlılar ile Osmanlılar hemhudud olmuşlardır. Karamanlıların ise kuzey batı istikameti kapanmış bulunmaktaydı.

 

ALAEDDİN ALİ BEY İLE I. MURAD ARASINDA FRENK YAZISI MUHAREBESİ

Alaeddin Ali bey in Seydişehir, Karaağaç v Beyşehir havalisinin yağma ettiği Seydişehir hakimi Mahmut Bey tarafından I. Murad’a bildirildi. Murat Bey bunun üzerine Ulemanın da fetvasını alarak Kütahya ya doğru harekete geçti. Burada Timurtaş Paşa nın emrindeki Sırp askeriyle buluştu. Bu yerlerin daha evvelden kendilerine katıldığını iddia eden Alaeddin Ali bey, Murat Bey in bu yürüyüşünü diplomatik yoldan halletmek istedi. Bu sırada arasının açık olduğu Eratnalıların yerine kendi beyliğini tesis eden Kadı Burhaneddin in Ahmed ile anlaşarak onun saf dışı kalmasını sağladı. Bu Kadı Burhaneddin in de işine gelmekteydi. Çünkü Karamanlı topraklarının Osmanlılara geçmesi Kadı Burhaneddinin hakimiyet sahasını tehtit etmekteydi. Harp meclisini toplayan Alaeddin Ali Bey I. Murad a af talep etmek için karar aldı. Bunun üzerine I. Murad a elçi gönderildi. Bu elçi aynı zamanda Osmanlıların askeri kuvvetini öğrenmek maksadıyla gitmişti. Bu görüşme işe yaramamıştı ve iki ordu Frenk Yazıları mevkiine geldiler. İki tarafın asker sayısı 70.000 civarındaydı, iki ordu birbirinin üzerine yürüdü çok şiddetli bir şekilde cereyan etmiştir. Osmanlı ordusu çok geçmeden Karamanlıları dağıtmaya başladı, Bayezid in dayanılmaz saldırıları harbin kaderini büyük ölçüde belirlemişitir. Bununla beraber Alaeddin Ali bey Konya Kalesine sığındı. Geride kalan Karaman askerleri de firar etti. I. Murad konya üzerine yürüyeme başladı, Ali bey ise sulh için elçi gönderse de Muradın öfkesini dindiremedi ve elçiyi kovdu. Bunun üzerine Ali bey elçi olarak hanımı ve I. Murad ın kızı Melek hatunu gönderdi, ve çok iyi karşılandırlar. Ali beyin gelip elini öpmesini isteyen I. Murad; ancak o zaman sulh olur demesi üzerine Ali bey hemen otağa gelip elini öpmüştür. Antlaşma yapıldı, anlaşmaya göre Karamanlılar her sene Osmanlılara Arpa Akçesi vergi verecekler Ali nin kardeşlerinden biri Murad ın yanında rehine olarak kalacak ve Ali nin oğlu Hamid in aldığı yerleri tekrar verecektir. Böylece savaş bitmiş iki tarafta barışmışlardır.

 

Özetle: I. Murad 60 yaşını Bursa'da geçirmekteyken bu sefer de damadı Karamanlı Alâeddin Bey ile uğraşmak zorunda kaldı. Alâeddin Bey 1386'da Osmanlı sınırlarını çiğneyip Osmanlı idaresine 1381'de geçen Beyşehir'e saldırdı. Bunun üzerine I. Murad büyük bir ordu ile Karamanlı merkezi Konya üzerine yürüdü. Alâeddin Bey'in af dilemesini ve barış önerilerini kabul etmedi. Osmanlı ve Karamanlı orduları Konya şehri yakınlarında bir çarpışmaya giriştiler. Alâeddin Bey yenildi ve Konya kalesine kapandı. Fakat Osmanlı ordusu kaleyi kuşatıp çok geçmeden alıp kenti fethettiler. I. Murad'ın kızı ve Alâeddin Bey'in karısı Nefise Melek Hatun babası huzuruna çıkıp kocasının affını diledi. Oğluna karşı çok haşin davranmış olan I. Murad, damadına karşı çok bağışlayıcı davrandı ve onun hayatını bağışlayıp Bursa'ya döndü.

ANKARADA KAZANILAN YERLER

50 yaşındayken 1376'da I. Murad Bursa'ya döndü ve savaşsız geçen 5 yılı orada sarayında geçirdi.1381'de oğlu Yıldırım Bayezid ile Germiyanoğulları Beyi Süleyman Şah'ın kızı Devlet Hatun ile evlendirdi. Germiyanoğulları çeyiz olarak KütahyaSimavTavşanlıEmet kentlerini Osmanlılara verdiler ve Süleyman Şah Kula'ya çekildi. Bursa'da yapılan görkemli düğüne konuk olan Hamitoğulları Beyi Hüseyin Bey ve elçisiyle görüşen I. Murad 80 bin altın karşılığında AkşehirYalvaçBeyşehirSeydişehirKaraağaçEğirdir ve Isparta'yı satın aldı. Bu siyaset sonucu Osmanlı kısa zamanda Karamanoğulları ile karşı karşıya geldi.

Böylece I. Murad "Sultan" sanısıyla anılması gerektiren bir güce ulaşıyordu.

 

 

SONUÇ:

Sonuç olarak Osmanlılar Anadolu üzerinde siyasi birliği sağlamak için bir hayli çaba sarfetmişlerdir. Karamanoğulları , Germiyanoğulları ve Kadı Burhaneddin gibi güçlü beylerle mücadele eden I. Murad, ne olursa olsun Anadoluda düzeni tesis etmiş ve kendisine karşı hareket eden beylikleri tek tek bertaraf etmiştir. Selçuklu varisi olma sorusuna gelecek olursak; Osmanlılar Selçuklu nun Amasya kolunda, Karamanoğulları ise Konya kolunda bulunuyorlardı. Hakimiyetin ve varisliğin sadece bulunulduğu konum değil, liderlik ve savaş zekasına sahip olanın hakkı olduğu görülmüş oldu. Kırılma anı olarak göstermemiz gereken olay da bu varislik olayıdır. Şimdilik Anadolu nun siyasi birliği sağlanmış gibi görünse de, Kosova savaşında I. Murad ın şehid olmasıyla beraber süregelen ve Yıldırım Bayezidin sert birlik sistemi ile tekrar bozulur. En büyük örnek olarak ise 1402 Ankara savaşı sırasında birçok beyliğin Timur Devleti yanında yer alarak Osmanlıları ortadan kaldırmak istemişlerdir. Bu makalemizde ihtiyar tarihin sayfalarını karıştırmamızda etkisi olan sayın: DR. Mehmet Doğan hocamıza ve bu araştırmada ulaştığım tüm kaynak sahipleri hocalarımıza teşekkür ediyorum, saygılarımla arz ederim…

 

 

 

KAYNAKÇA:

1-      file:///C:/Users/Bu%C4%9Frahan/Desktop/878-ilk_Osmanlilar_Ve_Bati_Anadolu_Beylikler_Dunyasi_(Feridun_M.Emecen)(Istanbul-2010).pdf

2-      https://turuz.com/book/title/Ilk+Osmanl%C4%B1lar+Ve+Bat%C4%B1+Anadolu+Beylikler+D%C3%BCnyas%C4%B1+-+Feridun+M.+Emecen

3-      http://www.ehlisunnetbuyukleri.com/Islam-Tarihi-Ansiklopedisi/Detay/KARAMANOGULLARI/446

4-      https://www.sabah.com.tr/egitim/2017/01/19/anadoluda-beylikler-donemi

5-      http://www.mynet.com/cevaplar/sorular-cevaplar/1-murat-donemi-gelisen-olaylar1-murat-donemi-1-murat-donemi-gelisen-olaylar-1-murat-donemi-onemi-ozellikleri-13621389-i-murat-kardeslerini-oldurerek-tahta-gecen-ilk-osmanli-padisahidir-1362-yilinda-s/6932157

6-      https://tr.wikipedia.org/wiki/I._Murad#Karamano%C4%9Fullar%C4%B1_ile_sava%C5%9F

7-      https://tr.wikipedia.org/wiki/I._Murad#Anadolu'da_kazan%C4%B1lan_yeni_y%C3%B6reler

8-      Aleaddin Ali bey döneminde karamanlıların siyasi münasebet ve mücadeleleri

9-      FERİDUN M. EMECEN- OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN KURULUŞ VE YÜKSELİŞ TARİHİ

10-  FERİDUN M. EMECEN- İLK OSMANLILAR

 



[1] Buğrahan Özkara naçizane görüşü

[2] Feridun M. Emecen OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN KURULUŞ VE YÜKSELİŞ TARİHİ. s.71

[3] Feridun M. Emecen OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN KURULUŞ VE YÜKSELİŞ TARİHİ. s.72

 

[4] Feridun M. Emecen OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN KURULUŞ VE YÜKSELİŞ TARİHİ. s.74-75

 

[5] file:///C:/Users/Bu%C4%9Frahan/Desktop/878-ilk_Osmanlilar_Ve_Bati_Anadolu_Beylikler_Dunyasi_(Feridun_M.Emecen)(Istanbul-2010).pdf


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayın takipçilerimiz hakaret etmeden yorumlarınızı yapabilirsiniz.

Post Top Ad

Your Ad Spot