Atatürk'ün Laiklik ve Din Anlayışı Zehra ŞAHİN |
ATATÜRK’ÜN LAİKLİK İLKESİ
Giriş
Geçmişten
bu güne ve bugün de hâlâ konusu ele alınan, birçok farklı görüş içinde olan laiklik
ilkesini ele almış bulunmaktayım. Bizim toplumumuz bu konuya hassasiyetle
yaklaşması dini değerlerin yok edileceği düşüncesi ile çok fazla üstüne
gidilen, tartışma konusu olan laiklik hakkında tam anlamıyla bir bilgi sahibi
olmadığımızı görüyorum. Konu dine geldiği zaman insanımız çelikten bir zırhla
savunmaya geçmektedir. Konunun içinde din olması kişinin at gözlüğü takması
kaçınılmaz olmuştur. Biz Türkler örf ve adetlerimize ne kadar düşkünsek
dinimize de bir o kadar düşkün ve hassas bir milletiz. Bu durumu asla eleştirme
durumunda değilim. Sadece yakındığım üzüldüğüm tek bir nokta vardır ki o da
araştırmadan, bilgi sahibi olmadan bu konular hakkında tartışmalara
girilmesidir. Tarih değiştirilemez ve kendi yorumlarımızla bir tarih yazamayız.
Tarihi yorumlar ve anlatımlar objektif olmak zorundadır. Toplumumuzda üzgünüm
ki bu durum çok az görülmektedir. Söyle bir zihniyetin olduğunu düşünüyorum.
Tarafsız bir duruma bakamıyoruz. Birinden biri tutulur ve tarih bu şekilde
anlatmaya çalışılır. Objektif olsak işimiz daha kolay olmakla birlikte doğru
bir tarih anlatmış olacağız.
Laiklik
ortaokul düzeyinde din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması olarak
gösterilmiş ve küçük yaştan bu zamana kadar sadece kafamızda oluşan bilgi bu
olmaktadır ve bu yeterli bir bilgi değildir. Konunu derinlemesine ele
alındığında sadece bu olmadığını, dini değerlerin korunmaya çalışıldığı bir ilke
olduğunu çok sonradan anlamış oluyoruz. Atatürk'e karşı alınan gard da bundan
kaynaklanmaktadır. “ Atatürk’ün dini yönü nasıldır? Atatürk’ün dine bakış açısı
nedir?” Atatürk hakkında tartışılan
konuların yarısından çoğu Atatürk’ün İslami yönünü ve laikliği ele almıştır. İlber
Ortaylı bu konu hakkında çok güzel bir tutumla tarafsız bir şekilde bu konuya
açıklık getirmiştir. Bir televizyon programında İlber hocaya “ Atatürk’ün din
karşıtlığı var mıydı? “ diye bir soru yöneltmişlerdir. İlber Hoca muazzam bir
tutum ile
“İç
dünyasını, içini hiç merak etmiyorum. Ne
kadar dindar ne kadar değil bilemem hiç kimse de bilemez, merak da edilmez
yani. Atatürk uçuk değildi. Dine karşı olacak, Rizit Pozitifzim uygulayacak
biri değildi, gülünç olurdu buna hiç gitmez hiç girecek bir insan değildi.
Tutun ki daha muhafazakâr olduğunu düşün o karakterde birinin çok mu dindar
olacağını zannediyordun. O karakterde birinin böyle davranması beklenmez çünkü
realist bir insandır. Uçmuş insan tipi
lider tipi değildir. Atatürk Kurtuluş Savaşı’ndan sonra yanında çok bilgili
dindar çok bilen hemde küllihine inerek bilen insanlar bulundurmuştur. Öyleleri
var ki Farsça ve yanında da Pahlavi bile biliyor tam böyle hafız şer edecek
kadar İslami kültürü ve bilgisi derin insanlar yanında bulunduruyordu. “İlber Hocanın
da dediğinden anladığımız kadarıyla Atatürk din düşmanı değildir.
Laiklik
ilkesine daha geniş bakış açısı ile baktığımızda din ve vicdan özgürlüğünün
aynı zamanda din ve vicdan özgürlüğünün de güvencesini, yeni devlet toplumda ki
tüm katmanlara eşit mesafe de durmak zorundadır. Görüldüğü gibi laiklik
bireyden topluma, toplumdan devlete uzanan ve tüm bunları kapsayan derinlikte
ve boyuttadır. Laiklik ilkesi olduğu için Atatürk dinsiz, ateist, din düşmanı
denmesi hiç de doğru bir tutum değildir. Atatürk Dinin sömürülmesine,
politikaya karıştırılmasına ve devlet ilkesi haline getirilmesine karşıdır.
O’nun karşı olduğu kişiler, İslâm dinince de red edilen yobazlar, bağnazlar,
hurafeciler, din simsar ve aktörleridir.
Örneğin Atatürk Din ve laiklik konusunda şöyle
söylüyor:
“Bunca
asırlarda olduğu gibi, bugün dahi akvamın cehlinden ve taassubundan istifade
ederek bin bir türlü siyasî ve şahsî maksat ve menfaat temini için, dini alet
ve vasıta olarak kullanmak teşebbüsünde bulunanların, dâhil ve hariçte
mevcudiyeti, bizi bu zeminde söz söylemekten, maatteessüf, henüz müstağni
bulundurmuyor. Beşeriyette din hakkında ihtisas ve vukuf, her türlü
hurafelerden tecerrüd ederek, hakiki ulum ve fünun nurlarıyla musaffa mükemmel
oluncaya kadar, din oyunu aktörlerine, her yerde tesadüf olunacaktır.” (1923)
“Türk
devleti laiktir. Her reşit, dinini intihapta serbesttir.”(1930)
Atatürk
bazı sözlerinde ise Allah’tan İslam’dan dinden saygıyla bahsetmektedir.
“Bizim
dinimiz en mâkul ve en tabiî bir dîndir. Ve ancak bundan dolayıdır ki, son din
olmuştur. Bir dinin tabiî olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması
lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. Müslümanların toplumsal
hayatında, hiç kimsenin özel bir sınıf halinde mevcudiyetini muhafazaya hakkı
yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler, dinî emirlere uygun harekette
bulunmuş olmazlar. Bizde ruhbanlık sınıfı yoktur. Hepimiz eşitiz ve dinimizin
hükümlerini eşit olarak öğrenmeye mecburuz. Her fert dinini, din duygusunu
imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır….”
“Din
lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. Yalnız
şurası vardır ki, din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. Softa sınıfının
din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddî çıkar temin edenler,
iğrenç kimselerdir”.
“…
Bizim dinimiz, milletimize değersiz, miskin ve aşağı olmayı tavsiye etmez.
Aksine Allah da, Peygamber de, insanların ve milletlerin değer ve şerefini
muhafaza etmelerini emrediyor…”
Görüldüğü
gibi laik bir devlet dine karşı olan bir devlet değildir. Dinin kullanılmasına karşı
olan, din adına insanlara baskı uygulanmasına izin vermeyen ve dinin kişilere,
özel yaşamlarına yaşantılarına has bir şey olduğunu savunan bir devlettir.
Kaynakça
YAŞAR Yücel,
Atatürk İlkeleri Türk Tarih Kurumu:
Belleten Dergisi, Kasım 1988, cilt L II, say 204, sayfa 810-824
TAYHANI
İhsan, Türkiye Cumhuriyetinin Temeli: Laiklik, Ankara üniversitesi, Türk
İnkılap Tarihî Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi 543, Bahar 2009, s 577-528
zehra hanıma böyle bir konuyu aydınlattığı için teşekkür ederiz.
YanıtlaSilAtütrk'e dinsiz diyenlere muhteşem bir cevap. Zehra hanım tebrikler
YanıtlaSilZehra kardesimizi tebrik ediyor aramiza hoş geldin diyoruz
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş tebrik ederim. Başarılarının devamını dilerim.
YanıtlaSilelinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSil