SELÇUKLU
DÖNEMİNDE CAMİLER
(Mimari
Yapı,Süsleme)
İbrahim GÜLEŞEN
Kırıkkale Üniversitesi Tarihi Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi
Selçuklu cami mimarisinde farklı etki alanlarının
izini taşıyan beş ana plan tipi izlemekteyiz. Bu beş tipe tam olarak girmeyen
fakat onlardan esinlenen ara tipler de mevcuttur. "Transept tipi"
(Çapraz sahınlı) olarak adlandırılan camiler Diyarbakır (ilk yapılışı 7. yüzyıl, 12-13. yüzyıllarda son şeklini
aldı), Silvan, Dunaysır, Mardin (XII. yüzyıl) Ulu Camileri gibi Güneydoğu
Anadolu'da hâkimdir. Bu tipin öncüsü Emevi Dönemi'nin ünlü Şam Ulu Camii'dir
(Ümeyye Camii 706-714). Bu camilerde enine uzanan harim, mihrap aksında maksura
kubbesi ile taçlanan ve "transept" olarak adlandırılan, daha yüksek
sivri çatılı dik bir sahınla kesilir. Şam Ulu Camii'nde olduğu gibi, çoğu
örnekte avlu sütunlu bir revak sırasıyla çevrilir. Bazı örneklerde avlu yoktur
veya bugüne kalmamıştır. "Küfe tipi" olarak adlandırılan camiler daha
çok orta Anadolu'da yaygındır. Enine planlı harimde eşit aralıklarla sıralanan
sucun veya destekler düz çatıyı taşır. Mihrap aksı özel olarak vurgulanmaz.
Arap Yarımadası'nda, 8. yüzyılda Kufa şehrinde ilk örneği görülen bu, cami cipi
adını oradan alır. Bu tipin avlulu ve avlusuz örneklerine rastlarız. Sivas Ulu
Camii, Konya Alaeddin Camii'nin ilk yapılan doğu bölümü bu tipe örnektir.
Sivrihisar ve Afyon Ulu Camileri düz ahşap kirişli tavanları ve ahşap sütunları
ile Anadolu'ya özgü ilginç "Küfe tipi" örneklerdir.
13. yüzyıl Anadolusu'nun daha yaygın
cami örnekleri "Bazilikal tip" olarak adlandırılan gruba girer. Kıble
yönüne göre uzunlamasına yönlenen, sütun veya desteklerle 3-5 şahına ayrılan bu
yapılarda orta sahın daha geniş ve yüksektir. Avluları yoktur. Çoğu kez kıble
aksında veya orta sahın da sayısı değişen kubbeleri vardır. Orta sahının
merkezindeki kubbe veya tonoz "aydınlık feneri" olarak isimlendirilen
bir açıklıkla aydınlanır. Bu plan tipi Anadolu'da bol olarak görülen Ermeni,
Gürcü ve Bizans Dönemi bazilikalarından ilham almış ve İslam dünyasında ilk kez
Selçuklularda gelişmiştir. Divriği Ulu Camii, Niğde Alaeddin Camii bazilikal
planlı örneklerdir. Ankara Arslanhane, Beyşehir Eşrefoğlu Camileri Orta Asya
çadır geleneğine ve 11-12. yüzyıl Türkistan ahşap camileri geleneğine uzanan
ahşap tavanlı, konsollu ve kirişli örneklerdir. Arslanhane Camii'nde devşirme
Bizans Dönemi sütunları kullanılırken,
Afyon'da ahşap sütun ve başlıklar kullanılmıştır. Bu eserler
Selçukluların özgün Doğu-Batı sentezi uygulamasını yansıtır.
İran'da Büyük Selçukluların ana cami
tipi olan, revaklı büyük avlunun etrafında dört eyvanın yer aldığı camiler
Anadolu'da terk edilir. Bu tipin ilginç bir uzantısını tek eyvanla Malatya Ulu
Camii'nde (1247-1273) buluruz. Bu ilginç yapı dekoratif şekilde kullanılan
tuğla malzemesiyle de İran geleneğini sürdürür. Yapının büyük ustalıkla
yapılmış çini mozaik ve sırlı tuğla işçiliği İran etkili planda Anadolu
ayrıntısını verir. Kare planlı gövde üzerinde tek kubbeli cami ve mescitler,
Anadolu'nun her yöresinde yüzyıllar boyu, bazı detay farklılıkları ile
karşımıza çıkar. Son cemaat revakı, önlerinde veya yanlarında hol gibi
bölümleri olan örnekler olduğu gibi, sadece duvarların taşıdığı kubbeden ibaret
olanları da vardır. Bu yapıların kökeni konusunda çeşitli görüşler ortaya
atılmıştır. İlhamlarını büyük olasılıkla İran bölgesi Büyük Selçuklu
türbelerinden almışlardır. Genelinde moloz taş veya tuğladan yapılmış olan bu
küçük camii veya mescitler dışta süslü taş taçkapıları, taş veya tuğla
minareleri, içte sırlı ve sırsız tuğla dizilerinin bezediği kubbeleri ile
özenle yapılmış yapılardır. Konya Hacı Ferruh (1215) ve Hoca Hasan (13. yüzyıl sonu) Mescitleri,
Akşehir Ferruh Şah (1224) ve Taş Medrese (1250) Mescitleri bu gruptan
örneklerdir.[1]
Selçuklu
`da Bazı Cami Örnekleri
KONYA ALAEDDİN CAMİ
Anadolu Selçuklu Devleti’nin en büyük ve en önemli ulu camilerinden olan
Alâeddin Camisi Konya’nın merkezinde yer alan Alâeddin Tepesi üzerinde inşa
edilmiştir. Yapımına Selçuklu Sultanı I. Rükneddin Mesud (1116-1156) zamanında
başlanan cami, I. Alâeddin Keykubad zamanında tamamlanmıştır (1221).
Cami, İslam mimarisi
yapı tarzında inşa edilmiş, üzeri ağaç ve toprakla örtülmüştür. Yapıda Roma ve
Bizans devirlerine ait kırkın üzerinde mermer sütun bulunmaktadır. Caminin
abanoz ağacından kündekâri tekniği ile Ahlatlı Mengü Berti tarafından 1155
yılında yapılmış minberi, Anadolu Selçuklu ahşap işlemeciliğinin
şaheserlerindendir. Çinilerle süslü mihrabın önünde yine çini süslü maksure
kubbesi mevcuttur. Taç kapısında yapı ustası olarak Muhammed Bin Havlan
el-Dımışkî’nin adı yazılıdır. Cami avlusunda Selçuklu sultanlarından I. Mesud,
II. Kılıçarslan, I. Gıyâseddin Keyhüsrev, II. Rükneddin Süleyman, III. İzzeddin
Kılıçarslan, I. Alâeddin Keykubad, II. Gıyâseddin Keyhüsrev, IV. Rükneddin
Kılıçarslan ile III. Gıyâseddin Keyhüsrev’in mezarları bulunan türbe ile
yanında I. İzzeddin Keykâvus adına yaptırılmış ve yarım kalmış ikinci bir türbe
daha bulunmaktadır.
DİVİĞRİ ULU CAMİ
Sivas
Divriği’nde Mengücekli Ahmed Şah tarafından 1228-29 tarihinde Darüşşifa ile birlikte yaptırılmıştır. Ara
Altun, Divriği Kale Camii’ndeki dikine yönelmenin Divriği Ulu Camii’nde
zayıfladığını söylemektedir.[1]
Oktay Aslanapa eserin
planını tanımlarken, “…kıble duvarına dikey uzanan ortadaki geniş iki yanında
daha dar ikişer nef olmak üzere beş neflidir.” demektedir. Divriği Ulu
Camii’nde, Kale Camii’nde olmayan mihrap önü kubbesi tekrar gelmiştir. Yapının
nefleri beşer bölümlüdür, 16 sütun üzerine birbirinden farklı 25 tonoz ve kubbe
ile örtülüdür. [2]
Yapının orta nefi
daha geniş ve yüksektir. Orta sahında kapı eksenlerinin kesiştiği eksende
ışıklık [3]
bulunmaktadır. Haşim Karpuz, bunun avlu geleneğini devam ettirdiğini
söylemektedir.
Doğan Kuban,
Divriği Mucizesi adlı kitabında, Divriği Kale Cami’nde de olduğu gibi mihraba
dik yönelen nefler ile birlikte dikdörtgen plan şemasıyla Divriği Ulu Camii ve
benzer plandaki yapılan diğer İslam ülkelerinde olmayan yeni bir cami
tipolojisi ortaya koyduğunu söylemektedir.[4]
Doğan Kuban,
yapının Anadolu Selçuklu çağına özgün bir cami tipolojisinde olduğunu söylerken
çok ayaklı sistemiyle de bir Arap camisi kurgusunda olduğunu söylemektedir.[5]
Selçuklularda Cami-8
DİYARBAKIR ULU CAMİİ:
Anadolu’da yapılan bir Büyük Selçuklu Devleti yapısıdır Cami,
Büyük Selçuklu Hükümdarı Mlikşah’ın emriyle 1091’de yapılmıştır.[1]
Oktay Aslanapa, Diyarbakır Ulu Cami’nin,
Arap tarzı avlulu cami tipinde[2]
yapılan Şam Emeviye Cami (Şam Ulu Cami) planına göre yapıldığını söylemektedir.
Ancak mihrabı ortadan keserek mihraba uzanan geniş ve yüksek dikey nef ahşap
çatı örtülüdür. Selçuklu sultanı Melikşah, Şam Ulu Camii’ne Kubbe-i Nasr’ı
eklettirmiştir. Yine Melikşah tarafından yapılan Diyarbakır Ulu Cami’nde plan
bu kez kubbesiz ve daha sade bir mimariyle tekrarlanmıştır. [3]
Mekanı üçe bölen iki
paye sırası ortadan geniş ve dikey bir nef ile kesilerek transpet
oluşturulmuştur. Yapının revaklı avlusu bulunmaktadır.[4]
Yrd. Doç. Dr.
Mehmet Top, yapının transept planlı camiler guruba dahil olup plan bakımından
Şam
Emeviye Cami ile benzerlik gösterdiğini söylemektedir. Ara Altun’a göre de
Diyarbakır Ulu Cami, Şam Emeviye Cami geleneklerini ve çizgisini
sürdürmektedir. Ahmet Çakmak’a göre ve Tavernier’e göre cami kiliseden
çevrilmiştir.
Çok ayaklı enine
gelişen bir plana sahip olan cami ilk İslam camilerinde görülen plana uyum
sağlamaktadır. Karahanlılar zamanında Merv Yalöten’de 11.-12. YY’larda yapılan
Talhatan Baba Cami’nin enine dikdörtgen plan şeması burada da takip
edilmiştir.
Doğan Kuban da camide
az farkla Şam Emeviye Cami (Şam Ulu Cami – Şam Ümeyye Cami) planının
yinelendiğini söylemektedir. Şam Emeviye Camisi, İzmir’in Selçuk ilçesinde
Aydınoğulları
Beyliği’nden İsa Bey tarafından yaptırılan İsabey Camisi’ne de etki etmiş olan
en eski camidir.
HUNAT HATUN CAMİ
Alaeddin Keykubad’ın eşi ve II. Gyaseddin Keyhüsrevin annesi Mahperi
Huand Hatun tarafından yaptırılmıştır ve 1238 yılında tamamlanmıştır.[1]
Camide mihrap önü kubbesi bulunmaktadır. Haşim Karpuz, yapının planını mihrap
önü kubbesinin iki yanında bulunan sahınlar ve mihrap aksının kuzeyindeki
sahınlar mihrap duvarına dik, diğer sahınlar mihrap duvarına paralel
düzenlenmiştir şeklinde tanımlamıştır ve yapıyı derinlemesine yönelen köşklü
camiler bölümlemesi altında incelemiştir.[2]
Oktay Aslanapa ise planı şu şekilde tanımlamıştır:
“Camide tekrar mihrap önü kubbesi ve bunun önündeki eyvan
ortada açık avlu ile belirtilen orta eksenin iki tarafında kıble duvarına
paralel uzanan neflerle Malatya Ulu Camisi plan şeması bazı değişikliklerle
tekrar ele alınmaktadır. Kubbenin iki tarafına birer dikey nef daha
yerleştirilerek, mihrap bölümü yanlara doğru da genişletilmiştir. Bu bakımdan
Kayseri
Ulu Camii ve
Erzurum Ulu Camii ile aynı şemaya girmektedir.”(Aslanapa,1991,s.46) Haluk
Karamağaralı, yapının planını mihrap önünde kubbe bulunması, mihrap aksındaki
nefin geniş ve belirgin olması sebebiyle Kayseri Ulu Cami planına benzetmiştir.[3]
KIRIKKALE BALLI BABA CAMİİ VE TÜRBESİ
Kırıkkale'nin Balışeyh ilçesinde
bulunmaktadır. 12. Yy’da yapıldığı tahmin edilen camiinin kimler tarafından
yapıldığı bilinmemektedir. Tavan örtüsündeki ahşap işçiliği dikkat çekicidir.
Kesme ve Moloz taştan, dikdörtgen şeklinde yapılmıştır. 1991-1920 yılında
restore edilen camiini gerçekliği, orijinaline yakın olarak yapıldığı söylenir.
Minaresi, Osmanlı döneminden farklıdır. Kısa ve kalındır. Osmanlı döneminde dik
ve kubbeler zirvededir. Köylüler ile yapılan röportajımda söylediklerine göre,
camii duvarının sol tarafında o dönemden kalma gül motifi ve diğer bir duvarda
ise haç işaretinin bulunduğunu ve yapılan restore çalışmalarından önce oranın
kaldırıldığı söyleniyor.
KIRIKKALE ŞEYH ŞAMİ CAMİİ VE TÜRBESİ
Kırıkkale'nin Sulakyurt ilçesinde
bulunmaktadır. Camiinin o bölgenin mübarek zaatından olan Şeyh Şami’nin oğlu
Şeyh Carullah tarafından yaptırılmıştır. Selçuklu dönemine ait camii hâlâ
günümüze
kadar 6 ahşap direk çatıyı taşımaktadır. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Şeyh Şami yani
diğer adı Hamza olarak bahsetmektedir. Camiinin çoğu yapısı Selçuklu da gördüğümüz
gibi ahşap işçilik ile yapılmıştır. Değişik zamanlarda zarar gören camii,
yapılan onarım sonucunda mimari bazı özelliklerini yitirmiştir. Yapılışından
beri duran direkler orijinalliğini korumaktadır.
Evliya
Çelebi Seyahatnamesinde;
Hazreti Şeyh Şami’yi gelüp ziyaret
eyledik[1]
Çok şükür Hakka yine hüsnü ibadet
eyledik diyerek Şeyh Şami gibi mübarek bir zaatın güzelliğini görüp kelimelere
dökmüştür. İlçenin içerisinde bulunan Camii’nin az ilerisinde Şeyh Şami’ye ait
4 boruda akan suyu görmekteyiz. Görenleri hayrete düşüren su yaz, kış
farketmeksizin hiç durmadan akmaktadır. Rivayetlere göre Sulakyurt ilçesinde
eski zamanlarda bir kuraklık olmuş ve insanlar susuzluktan ne yapacaklarını
şaşmışlardır. Şeyh Şami’yi tanıyan halk ona gidip ondan yardım istemişlerdir.
Şeyh Şami ‘ de keramet gösterip asasını fırlattığında asası oraya çakılıp su
fışkırmış, adı da asa suyu olarak şuan hâlâ kesintisiz akmaktadır.
KAYNAKÇA
ÖNEY, Gönül, Anadolu Selçuklu
Sanatı
ASLANAPA, Oktay,
Anadolu’da İlk Türk Mimarisi
ALTUN, Ara, “Orta Asya Türk Sanatı île Anadolu’da
Selçuklu ve Beylikler Mimârisi”
Mimarbaşı Koca
Sinan: Yaşadığı Çağ ve Eserleri 1, Vakıflar Genel Müdürlüğü,İstanbul, 1988
ASLANAPA, Oktay,
Anadolu’da İlk Türk Mimarisi s.26
KARPUZ, Haşim, Anadolu Selçuklu Mimarisi, Selçuk
Üniversitesi Vakfı Yayınları, Konya,2001
KUBAN, Doğan, Selçuklu Çağında Anadolu Sanatı, Yapı
Kredi Yayınları,İstanbul,2008
ÇAYIRDAĞ,
Mehmet,”Huand Hatun Külliyesi”, TDV İslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı,
C:18, İstanbul,1998
KARAMAĞARALI, Haluk, “Kayseri’deki
Hunad Camiinin Restitüsyonu ve Hunad Manzumesinin Kronolojisi Hakkında Bazı
Mülahazalar”, A.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt: 21, Ankara, 1976
Çelebi, Evliya, Evliya Çelebi
Seyahatnamesi
[1] Mehmet Çayırdağ,”Huand
Hatun Külliyesi”, TDV İslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı, C:18,
İstanbul,1998,s.261
[2]
Haşim Karpuz, Anadolu Selçuklu Mimarisi,…s.33
[3] Haluk Karamağaralı,
“Kayseri’deki Hunad Camiinin Restitüsyonu ve Hunad Manzumesinin Kronolojisi
Hakkında Bazı Mülahazalar”, A.Ü. İlahiyat
Fakültesi Dergisi, Cilt: 21, Ankara, 1976, s.200-201
[1]
Oktay Aslanapa, Anadolu’da İlk Türk Mimarisi, Atatürk Kültür Dil ve Tarih
Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara, 1991, s.3
[2]
Sergej Chmelnizkij, Çev: Nurettin Elhüseyni, “Arap Tarzı Camiler”, İslam Sanatı
ve Mimarisi …, s.356
[3]
Oktay Aslanapa, Anadolu’da İlk Türk Mimarisi …, s.2
[4]
Oktay Aslanapa, Anadolu’da İlk Türk Mimarisi …, s.3
[1] Oktay Aslanapa, Anadolu’da
İlk Türk Mimarisi,…s.25
[2]
Ara Altun, “Orta Asya Türk Sanatı île Anadolu’da Selçuklu ve Beylikler
Mimârisi”…s.36
[3] Oktay Aslanapa, Anadolu’da
İlk Türk Mimarisi,…s.26
[4] Haşim Karpuz, Anadolu
Selçuklu Mimarisi,…s.40
[5]
Doğan Kuban, Divriği Mucizesi, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul,2003,s.43
congratulations on an interesting art history approach
YanıtlaSilHarika bir çalışma olmuş elinize sağlık 👍🏻👌🏻
YanıtlaSilÇok güzel bir araştırma olmuş, elinize sağlık
YanıtlaSilI love you ibo ❤️
YanıtlaSilİstifade edilebilecek bir çalışma olmuş ellerinize sağlık.
YanıtlaSilÇok açıklayıcı ve bilgilendirici bir makale yayımlamışsınız.Emeginize sağlık 👍🏼
YanıtlaSilGüzel bir çalışma olmuş.Başarılarınızın devamını dilerim :)
YanıtlaSilNası güzel makale. Maşallah. Elinize sağlık..
YanıtlaSilGüzel makale ibrahim bey tebrikler.
YanıtlaSilBaşarılarının devamını dilerim kardeşim emeğine sağlık
YanıtlaSilEline , emeğine sağlık
YanıtlaSilTebrik ederim güzel kardeşim muazzam olmuş
YanıtlaSilEmeğinize sağlık İbrahim Bey güzel bir çalışma olmuş
YanıtlaSilhocam teşekkür ederiz varolun
YanıtlaSilelinize sağlık
YanıtlaSilUzun zamandır aradığım bilgilere, sayenizde bugün itibarıyla ulaştım :)) Teşekkür ederim, başarılarınızın devamını dilerim.
YanıtlaSilHocam elinize sağlık başarılarınızın devamını diliyorum.
YanıtlaSilEmeğinize sağlık. Çok bilgilendirici bir makale olmuş. Başarılarınızın devamını dilerim ibrahim bey.
YanıtlaSilEmeğine sağlık kardeşim çok güzel olmuş
YanıtlaSilSelçuklu Tarihi makale dersim vardı.Makalenizi okudum gerçekten çok bilgi verici kendi gözleminizle yazmışsınız elinize sağlık.
YanıtlaSilBaştaki cami tipleri olsun, Cami örnekleri olsun çok güzel seçilmiş çok güzel çalışılmış gerçekten... başarılar dilerim...
YanıtlaSilEline sağlık
YanıtlaSilGüzel olmuş hypnotic :)
YanıtlaSilEmeğine sağlık güzel ve bilgilendirici bir makale olmuş..... Tarihin zenginliklerini sergilemişsin... Başarın daim olsun...
YanıtlaSilSayın hocam, Gerçekten özenle tek tek inceleyip okuduğum bir makale yazmışsınız. Tebrik ederim, Çok beğendim.Elinize sağlık. Devamını bekleriz....
YanıtlaSil������
YanıtlaSil