UNUTURSAN HATIRLATIRLAR - akademitarih

EN YENİ MAKALELER

Post Top Ad

Your Ad Spot

10 Eylül 2022 Cumartesi

UNUTURSAN HATIRLATIRLAR

 

Puck dergisinin 1897 kapağında, altı devlet tarafından koruma altındaki Yunanistan, çocuk olarak tasvir ediliyor.




İlhan ŞAHİN


UNUTURSAN HATIRLATIRLAR

 

Bugün Ege’de her fırsatta eskilerin değimi ile “Zağar[1]” gibi Türk devletine efelenen Yunan tarihine gelin hep birlikte kısaca göz atalım.

 

Yunan halkı batılı devletlerin özellikle Latin devletlerinin hep şamar oğlanı olmuştur. Haçlı saldırıları sonrasında Katolik Avrupalılar başta Doğu Roma (Bizans) halkını ezmiş, sömürmüş ve katliamlar yapmıştır. Hepimizin malumu bu durum Bizans’ı canından bezdirmiş ve “Türk sarığını, Papa’nın külahına” tercih etmişlerdir. Peki, Osmanlı ne yapmıştır? Beş asır boyunca Yunan’a, Rum’a askerlik yaptırmamış, dinlerini ve dillerini özgürce yaşamalarına müsaade etmişlerdir. Türklerin Mehmet’leri cephelerde kırılırken, Hiristolar zenginliklerine zenginlik katmışlardır. Hatta deniz ticaretinin tamamını onlara vermiş ve gemi ticaretinde imtiyaz tanımışlardır.

 

Ne zaman ki Osmanlı zayıf düşmüş 500 yıl önce Irzlarına ve canlarına el uzatan batılı güçlerin yaptıkları unutulmuş, kendilerine yemeden yediren, içmeden içiren Türklerin düşman olduğu olmayan akıllarına gelmiştir. Batılı güçler Avrupa’nın atasının Yunan kültürü olduğunu üfürerek Yunan ayaklanmasını başlatmıştır. Sonuçta Latinlerin yaptıkları da, Türklerin yaptıkları da unutulmuş Avrupa’nın ortasında bir Gayr-i Meşru Yunanistan oluşumu sağlanmıştır.

 

Osmanlı yönetimine karşı Yunan Bağımsızlık Savaşı, 1821'de başlar ve neredeyse on yıl sürer. Başarı, büyük ölçüde yabancıların müdahalesi sayesinde gelir. Kendi işlerini kendi beceremeyen Yunan’a yardım Fransa, Rusya ve İngiltere’den gelir. Bu üç ülke Osmanlı donanmasını Navarin'de batırana kadar Osmanlılar üstünlüğü tartışmasızdır. 1821'de Osmanlılar yeni Yunan Cumhuriyeti'ne bağımsızlık vermeye zorlanır, ancak Türkiye batı, orta ve kuzey anakarasının çoğunu elinde tutmaktadır. Bu dönem aynı zamanda tüm Yunan halkını tek bir bayrak altında toplamayı amaçlayan "Megalo İdea"nın de başlangıcı olarak kabul edilir. İşin en acı tarafı Osmanlı Türkleri tarafından “ticaret yapsınlar” diye gemi verilen Yunanlıların bu gemileri silahlandırıp Türk devletine karşı kullanmalarıdır. Bu dönemde Sadece Mora’da tam manasıyla Türk soykırımı yapılır. 1821 yılında Mora’da yaşayan 50 bin Türk’ün 20 bini kadın, yaşlı, çocuk demeden katledilir[2].

 

Avrupa’nın Gayr-i Meşru çocuğu Yunanlılar tüm bu katliamlardan sonra bağımsız olacaklarını düşünürler ancak beklenen olmaz. Batılı büyük güçler Yunan halkına “ Siz kendinizi yönetecek kapasiteye sahip değilsiniz” diyerek Bağımsız(!) Yunanistan’ın başına Bavyera prensi Otto'yu Kralı olarak atarlar. Yani Bağımsız Yunan devletinin başına bir Alman atanır. 1863'te liberal subaylar ve politikacılar tarafından devrilen Otto’nun yerine Danimarka doğumlu I. Yeoryos Büyük Güçler tarafından getirilir ve yönetim biçimi anayasal meşrutiyet olarak değiştirilir.

 

Yunan halkı Venizolos döneminde bir defa daha Büyük güçlerin maşası olarak kullanılır. Boş bir hayal uğruna Anadolu’ya gönderile bizim eski dost Hristo’lar, İngiliz çocuklarının yerine Anadolu’da ölürler. İngiliz soyluları saraylarında Puro tüttürürken Yunan çocukları “akılsız başın cezasını ayaklar çeker” mantığı ile son sürat denize doğru koşarlar. Tarihler 9 Eylül 1922’i gösterdiğinde Büyük Güçlerin maşası ve Gayr-i Meşru çocuğu Yunanistan askerleri Ege’de kulaç atıp Atina’ya doğru yüzmektedir.

 

Bu olayların üstünden yıllar geçti. Türkiye Kore’ye asker göndermek şartıyla Yunanlılarla birlikte NATO’ya 1952 yılında üye oldu. Yani Mehmetlerin Kore’de Şehit olması karşılığında 1952 yılında Menderes hükümeti tarafından NATO’ya üye olarak kabul ediliriz. 1974 tarihinde Yunanlılar NATO’nun askeri kanadından Kıbrıs Barış harekâtını gerekçe göstererek ayrılırlar. Daha sonra birçok defa askeri kanada dönmek için girişimlerde bulunurlar. O zamanın hükümetleri Ecevit ve Demirel tarafından engellenirler. Hani şu eski Türkiye’nin başbakanları olan Demirel ve Ecevit. Hani domates karşılığında Türkiye Demir Çelik Fabrikalarının kurulmasını sağlayan Demirel ve Kıbrıs Barış harekâtını yapan Ecevit. Yunan ne yaptıysa, ne ettiyse eski Türkiye’nin siyasileri Yunanlıları NATO’nun askeri kanadına alınmaz. Ancak 1980 yılında Askeri Darbe ile iktidara gelen “Ne tekim Evren” darbeden sadece bir ay sonra 17 Ekim 1980 yılında Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönmesine müsaade eder ve bugün Ege’de yaşanan Yunan şımarıklığına neden olur. Nedense bu bana Annan planı karşılığında Kıbrıs Rum tarafına verilen imtiyazları ve Denktaş’ın kahrından ölmesine vesile olanları aklıma getirdi. Şükürler olsun ki Türkiye eski Türkiye değil.

 

Çok uzattığımın farkındayım ancak başlığımızı destekleyeceğini düşündüğüm son bir anekdot anlatıp işi kurtaracağım sanıyorum. Bugün ataları gibi Büyük Güçlerin beslemesi ve zağarı olan Başbakan Kiryakos Miçotakis hayatını Türkiye’ye borçludur. 1967 yılında Yunanistan’da “Albaylar darbesi” olarak adlandırılan askeri darbe olur. Darbe sonrasında babası Konstandinos Miçotakis tutuklanır ve istenmeyen adam olarak ilan edilir. 1968 yılında bizim Kiryo daha altı aylıkken zamanın Dış İşleri Bakanı Rahmetli İhsan Sabri Çağlayangil tarafından Yunanistan’dan kaçırılarak ailesi ile birlikte Türkiye’ye getirilir. Türkiye’de ağırlanır ve daha sonra Fransa’ya giderler. Yani bugün Türkiye’ye efelik eden Kiryo aynı ataları gibi ekmek yediği tasa pislemiştir. Eee boşa dememiş büyükler. “İt’den kuzu doğmaz” diye.  

 

Son olarak bugün “Yunan yapmadı sizin yaptığınızı” diyen babası Yunan ama anasının kim olduğunu bilmediğimiz Türk görünümlü Helenlere bir çift lafta biz edelim.

“Unutursan hatırlatırlar”




[1] Bir cins çoban köpeği.

[2] SALÂHİ R. SONYEL, “Yunan Ayaklanması Günlerinde Mora’daki Türkler Nasıl Yok Edildiler?”, Belleten, TTK, 1998, Ankara, s. 111

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayın takipçilerimiz hakaret etmeden yorumlarınızı yapabilirsiniz.

Post Top Ad

Your Ad Spot