HAVVANUR ÖZDEMİR
DUYGU KARAKAŞ
Kırkkale Üniversitesi Tarih Bölümü
4.Sınıf Öğrencileri
ALMANYA'DA BİR ŞEHİT SADRAZAM
(TALAT PAŞA) DOĞUM 1874 – ÖLÜM 1921
Türk tarihinin en çok tartışılan
isimleri hiç kuşku yok ki İttihat ve Terakki Partisi ve onun yöneticileridir.
Özellikle Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine damga vurmuş bu isimler
kimilerine göre kahraman kimilerine göre vatan haini biz tarihçilere göre ise
tarihi şahsiyettir. İşte bu isimlerden bir tanesi de partinin kurucularından
hatta fikir babalarından biri olan Talat Paşa’dır. Bugün bile 1914 yılında
aldığı kararlar tartışılan Talat Paşa’yı isterseniz yakından tanıyalım. Akademi Tarih olarak Talat Paşayı inceledik.
vcısı Ahmet Vasıf
Efendi’dir. İlköğrenimini Kırklareli’nin Vize ilçesinde yaptı. Edirne Askeri
Rüştiyesi (ortaokul)’nu tamamladıktan sonra Edirne Posta ve Telgraf İdaresinde
kâtiplik, Alyans İsrail Okulu’nda Türkçe öğretmenliği görevlerini yürüttü. Bu
sıralarda siyasetle uğraşmaya başladı. II. Abdülhamit yönetimine karşı
yürütülen gizli Jöntürk hareketine katıldı, bu faaliyet içinde yer alması
nedeniyle tutuklandı (1895), daha sonra Selanik’e sürgüne gönderildi (1898).
Burada bir yandan Posta İdaresi’nde çalışırken, bir yandan da Selanik Hukuk
Mektebi’ne devam etti, ancak yükseköğrenimini bitiremedi.
Talat Bey, 1906’da, adı sonradan
İttihat ve Terakki Cemiyeti olan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’nin kurucuları
arasında yer aldı. Selanik’te mason locasına girdi ve onların etkisini İttihat
ve Terakki örgütlenmesi için kullandı. İttihat ve Terakki kışkırtıcılığını
geniş alanlara yaydı. İki kez İstanbul’a gelerek İttihat ve Terakki
Cemiyeti’nin burada da şubesini kurdu ve örgütlenmesini sağladı. Ancak bu gizli
çalışmalarının saray tarafından öğrenilmesi üzerine görevine son verildi,
ayrıca Anadolu’ya sürgün edilme cezasına çarptırıldı. Hüseyin Hilmi Paşa’nın
araya girmesiyle bağışlandı. Özel bir okulda müdürlük yaparken İttihat ve
Terakki Fırkası’nın İstanbul’da örgütlenme çalışmalarını sürdürdü.
Talat Paşa, İkinci Meşrutiyet
(1908)’in ilanında sonra, İttihat ve Terakki Partisi’nden Edirne milletvekili
olarak Osmanlı Meclis-i Mebusanı’na (Millet Meclisi) girdi ve başkan
vekilliğine getirildi. Maşrık-ı Azami Osmanî adıyla oluşturulan Türkiye Büyük
Mason Locası’nın ilk üstadı azamı (büyük üstat) seçildi (1909-10) ve II.
Abdülhamid’in tahttan indirilmesine ilişkin kararın alınmasında etkili oldu.
İkinci Hüseyin Hilmi Paşa Hükümet’inde Dâhiliye Nazırı (İç İşleri Bakanlığı)
(1909-11), Sait Paşa Hükümeti’nde Posta ve Telgraf Nazırı (1912), Dâhiliye
Nazırı vekili olarak görev yaptı.
Birinci Balkan Savaşı’ndaki
yenilgi sonucu Bulgaristan’ın eline geçen Edirne’den vazgeçeceği iddiasıyla
İttihad ve Terakki’nin Kâmil Paşa Hükümeti’ne karşı düzenlediği meşhur Babıâli
Baskını (23 Ocak 1913)’nın planlayıcıları arasında yer aldı. İkinci Balkan
Savaşı sırasında Balkan devletlerinin birbirlerine düşmeleri üzerine ordunun
harekete geçirilmesinde etkili oldu. Edirne’nin Bulgarlardan geri alınmasından
sonra da 29 Eylül 1913 tarihinde İstanbul’da yapılan barış görüşmelerine
Türkiye baş delegesi göreviyle katıldı. Said Halim Paşa’nın sadrazam olmasından
(12 Haziran 1913) başlayarak, Harbiye Nazırı Enver ve Bahriye Nazırı Cemal
paşalarla birlikte 1918 yılının sonlarına kadar ülkenin iç ve dış politikasını
yönlendiren üç kişiden biri oldu. Karşıtlarının önleme çabalarına karşın, Said
Halım Paşa Hükümeti’nde Dâhiliye Nazırlığına getirilen Talat Paşa, 2 Ağustos
1914 tarihli Türk-Alman İttifak Antlaşması’nın imzalanmasında ve bunun sonucu
olarak Türkiye’nin Birinci Dünya Savaşı’na girmesinde de birinci derecede rol
oynadığı söylenebilir. Savaş sırasında Ermenilerin savaş bölgesinden güneye göç
ettirilmeleri kararının alınmasında etkili oldu ve Dâhiliye Nazırı olarak göç
işlemlerini yürüttü.
Talat Paşa, siyasi rakibi Said
Halim Paşa’nın sadrazamlıktan (başbakanlık) ayrılması üzerine padişah Mehmet
Reşat taralından vezirlik rütbesiyle sadrazamlık görevine (4 Şubat 1917)
getirildi. Rusya’daki 1917 Ekim Devrimi’nden sonra savaştan çekilen Rusya’yla
Brest-Litovsk’ta yapılan barış görüşmelerine Osmanlı devleti adına katılan
Talat Paşa, VI. Mehmet (Vahdettin) tahta çıktığında da (4 Temmuz 1918) sadrazamlık
görevini sürdürdü. Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıktığı
anlaşılınca, anlaşmanın imzalanmasını kolaylaştırmak için, 8 Ekim 1918’de
Sadrazamlıktan istifa etti. Mondros Mütarekesi’nin (30 Ekim 1918) ardından 1
Kasım’da açılan İttihat ve Terakki Genel Kongresi’nde siyasetten çekildiğini
açıkladı. Ertesi gün de bir Alman denizaltısıyla Türkiye’den ayrıldı. Rusya’ya,
kısa bir süre sonra da oradan Almanya’ya giderek Berlin’e yerleşti.
Talat Paşa, yurtdışındayken
Sovyetler Birliği’nde faaliyet gösteren Enver Paşa ve Afganistan’ın hizmetine
giren Cemal Paşa ile ilişkilerini sürdürdü. Anadolu’da ulusal kurtuluş
hareketini örgütleyen Mustafa Kemal Paşa ile mektuplaştı ama dostluğunu
kazanamadı. Enver Paşa’nın tersine, Sovyetler Birliği ile işbirliği konusunda
daha çekingen; Anadolu’daki harekete el konulması konusunda ise acele
edilmemesinden yanaydı. 15 Mart 1921 tarihinde, Berlin’de oturduğu apartmanın
yakınlarında Sogomon Tayleryan adlı bir Ermeni komitacı tarafından tabancayla
vurularak şehit edildi. Talat Paşa’nın cenazesi, önce Berlin’deki Müslüman
mezarlığında, 25 Şubat 1943’te İstanbul’a getirilerek Hürriyet-i Ebediye
tepesinde toprağa verildi.
Talat Paşa, Almanya’ya kaçmadan
1. Dünya Savaşında yapılan tüm hataların sorumluluğunu üzerine aldığına dair Sadrazam
İzzet Paşa’ya bıraktığı mektupta şunları söylüyordu; “Mesuliyet kabul ediyorum,
millete karşı hesap vermek ve muhakeme edilerek verilecek cezayı çekmek
isterim. Size söz veriyorum, müsait bir vaziyet hâsıl olunca geleceğim”
KAYNAKÇA
Alpay Kabacalı, Talat Paşa’nın
Anıları (2000)
İstiklâl Harbimizde Enver Paşa ve
İttihat Terakki Erkânı (1990)
TDV, İslam Tarihi
Niyazi Hüseyin Bahtiyar /
Balkanlar’da Türk Ünlüleri (1999, s.243-246),
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayın takipçilerimiz hakaret etmeden yorumlarınızı yapabilirsiniz.