Tarihsel
Süreçte Küresel Güçler Çerçevesinde
Osmanlı’yı Paylaşma Diplomasisinin Adı:
Şark Sorunu
ERDEM BAŞTUĞ
Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü 4.Sınıf Öğrencisi
XIX.Yüzyılın
ortaları 31 Mayıs 1844 İngiltere’nin daveti sonucu Çar I.Nicola mahiyeti ile
beraber Britanya adasına ayak basar İngiltere Hariciye nazırı Lord Aberdeen ile
mülakatı esnasında Çar 1.Nicola aşağıdaki ibret verici sözleri hitap eder:
“Türkiye
ölüm yatağındadır. Biz onun hayatını muhafaza için için gayret sarfedebiliriz,
fakat bu işte muvaffak olamayacağız işte böyle bir zaman kritik olacaktır. Ben
ordularımı harekete geçirmek mecburiyetinde kalacağımı şimdiden görüyorum. O
zaman Avusturya’da böyle bir şey yapacaktır Bu hareketi yaparken ben Fransa’dan
korkarım ki, Fransa Afrika’da, Akdeniz’de Şark’da kendisinden çok şey
isteyecektir. Her halde Ankona heyeti seferiyesini hatırlarsınız? Neden
Fransada böyle bir heyeti askeriyeyi mesela Girit’e veya İzmir’e göndermesin?
Yani bu suretle, Rus Ordusu, Avusturya ordusu ve büyük bir İngiliz donanması o
sahada toplanabilir. Ateşin yakınında bu kadar çok barut fıçısı olunca,
kıvılcımların bu barut fıçılarını tutuşturmayacaklarını kim garanti edebilir?[1]
İlk
olarak doğu sorunu Rus Çarı tarafından bu şekilde tasnif edilmişti daha sonra
ki yıllarda herkes tarafından malum olunan hasta adam diyaloğuna girmeye gerek
duymuyorum. Şimdi Rusya-
Britanya-Fransa bağlamında 19.Yüzyıl ile başlayıp
20.Yüzyıl ile bilhassa Britanya İmparatorluğu için kabuk değiştiren doğu
sorununu diplomatik perspektifte ele alalım;
Taraflar
birbirlerinin çıkarlarına dahil olmadığı müddetçe doğu sorunu bir sorun olmamış
çıkarlarına müdahale edildiğinde bir doğu sorunu olmuştur. Doğu sorunu Osmanlı
devletinin yaşaması yada yaşatılması Avrupa devletlerinin çıkar kavgasına
hizmet eder. Özellikle Birleşik Krallık ve Rusya’nın çıkar kavgasına hizmet
eder .Birleşik Krallık için doğu sorunu Bölgede güçlü bir Rusya İstemiyorlar
Ruslar son on yılda yayılmacı bir politika izlemeleri, Rusların Osmanlıyı bölüşmek
arzusu ve İngiltere’nin ebedi düşmanı olan Rusların Osmanlı toprakları
üzerinden sıcak denizlere inmesini engellemektedir(doğu Akdeniz coğrafyası
hammadde anlamında önemli)..Hint ticaret yolunun güvenliği için yine Büyük
Britanya için doğu sorunu büyük bir önem arz etmektedir. Bu iki gücün Doğu
sorunu için karşılaşmasının en bariz örneği Kırım savaşıdır. Ayrıca
İngilizlerin doğu sorunu zamanla değişmektedir. Önceleri Osmanlı toprak bütünlüğü
olan doğu sorunu daha sonra Süveyş kanalının açılması ve Kıbrıs’ın işgaliyle birlikte
Karadeniz’e Rusya’yı hapsetmekten ziyade Rusya’yı Akdeniz de durdurma projesine
dönmüştür. Süveyş kanalı ve Kıbrıs’ın işgaliyle birlikte Osmanlı toprak
bütünlüğü olan İngilizler için zemin kaymasına neden olmuş Osmanlının toprak
bütünlüğünü sağlamaktan vazgeçmişlerdir. Çünkü Hindistan yolunu İngilizler
garanti altına almıştır Rusya için doğu sorunu fetihler siyaseti Büyük
Petro’nun bıraktığı bir vasiyetnamesidir. İstanbul ve boğazları egemenliğine
geçirmek istemesi yalnız çarların genel bir politikası olmayıp Rusların genel
istila siyasetinin doğurduğu bir netice idi Ord.Prof.Dr.Enver Ziya KARAL Rusya
için jeopolitik açıdan doğu sorununu şu şekilde tarif ediyor
Rusya’nın
kuzey ve batı sahilleri bölümünde senenin belli zamanlarında buzlarla
örtülüdür. Doğu sahilleri ise ekonomi ve ticaret bakımından yeterli derecede
verimli değildi. Bu böyle olduğu için karadenize ve akdenizi Ruslar iktisat ve
ticaret için önemli buluyorlardı.[2]
Bu da Ruslar için doğu sorununu önemli hale
getiriyordu.Kısaca Rusya için doğu sorunu Osmanlı’yı yıkarak Osmanlı topraklarına
bilhassa boğazlara hakim olup Sıcak denizlere inmekti.
Kanuni
dönemiyle mütemadiyen Fransa ile başlayan iyi ilişkiler II.Selim’in tahta
çıkışı ve Fransa’ya verilen Kapitülasyon ile zirveye ulaşmıştır. Ancak
III.Selim’in Saltanatı sırasında Napolyon’un Mısır’ı işgali Osmanlı
diplomasisinde bir değişime yol açmış Kavalalı hadisesinde Fransa’nın Osmanlı
karşısında bir tutum alması ise bu durumun diğer bir tezahürü olmak ile
binaenaleyh geleneksel müttefik bir anda düşman oluvermişti. Aslında Fransa
için doğu sorunu tamamen Akdeniz ile alakalıydı. Fransa yedi yıl savaşlarında
Amerika’da ki sömürgelerini İngilizlere kaptırmasının ardından Atlas denizinde
egemenlik İngiliz denetimine geçmiş kayıplarını Akdeniz üzerinden Fransa
gidermek niyetindeydi. Fransız Hariciye Nazırı Taleyran Fransa için Doğu
sorununu Akdeniz üzerinden şu mısralar ile anlatır:
“Akdeniz
tamamen bir Fransız gölü olmalıdır. Ticaretini biz yapmalıyız. Bizim
projelerimizi kendilerine mal edinmek isteyenleri Akdeniz’den
uzaklaştırmalıyız.”
Ülkemizin
bugün ki Libya politikasına baktığımız zaman Fransa’nın Türkiye aleyhinde bir
tutum sergilemesinin nedenini Taleyran’ın beyanatına baktığımızda anlamak
mümkündür.
Yukarıda
belirttiğimiz Üzere Doğu sorunu Büyük emperyal güçlerin netice itibariyle
baktığımız zaman birbirleri ile olan çıkar çatışmasının net adıdır. Bu yazımda
sizlere 200 yıllık meselenin iç yüzünü ülkelerin diplomasileri açısından
anlatmaya çalıştım. Tarih ancak geçmişten ders alarak ilerisi için doğru adımlar
atıldığı müddetçe katkı sağlar. Emperyal güçlerin Doğu Akdeniz ve Mezopotamya
ve Türkistan topraklarında ülkemize yönelik tehditleri devam etmektedir
tarihten ders alarak bizlere düşen vazife uyanık olmaktır. Sağlıcakla kalın hoşçakalın.
KAYNAKÇA:
Akdes Nimet KURAT Türkiye Ve Rusya
Enver Ziya KARAL Osmanlı Tarihi V.Cilt
Enver Ziya KARAL Osmanlı Tarihi VIII.Cilt
HALİL İNALCIK Devlet-i Aliyye Cilt IV
Talleyrand PERİGORD Hatırarı Prens Talleyrand’ın Anıları
Engelhard Tanzimat
Virginia AKSAN Osmanlı Harpleri
Mesut
Uyar/Erikson Osmanlı Askeri Tarihi
başarılar dilerim
YanıtlaSilTeşekkür ederiz
Sil