ATATÜRK VE DIŞ TÜRKLER - akademitarih

EN YENİ MAKALELER

Post Top Ad

Your Ad Spot

22 Temmuz 2020 Çarşamba

ATATÜRK VE DIŞ TÜRKLER





ATATÜRK VE DIŞ TÜRKLER

      

TARİHÇİ-YAZAR
ŞEVKET ÖZSOY


Atatürk Türk Milleti ve Türk Milliyetçiliği

Mustafa Kemâl Atatürk’ün milleti tarifi şudur: “Zengin hatıra mirasına sahip bulunan, beraber yaşamak hususunda ortak arzu ve olurda samimi olan, sahip olunan mirasın korunmasına beraber devam hususunda iradeleri ortak olan insanların birleşmesinden meydana gelen cemiyete millet adı verilir. Türk milletinin teessüsünde etken olduğu görülen tabiî ve tarihî oluşumlar şunlardır; Siyasî varlıkta birlik, dil birliği, yurt birliği, ırk ve menşe birliği, tarihî yakınlık ve ahlakî yakınlık.

ATATÜRK, Türk milletini oluşturan tarihî gerçekleri "siyasî varlıkta birlik", "dil birliği", "yurt birliği", "ırk ve menşe birliği", "tarihî yakınlık" ve "ahlâkî yakınlık" olarak sıraladıktan sonra Türk milletinin oluşumunda yer alan bu şartların diğer milletlerin çoğunda olmadığını belirtmiştir. Bu kadar birlik noktasının olmasına rağmen Türk insanının millî bilince ulaşmakta gecikmiş olmasının zararlarını gördüğünü belirterek şunları söylemiştir: 

"Biz, milliyet fikirlerini tatbikte çok gecikmiş ve çok ilgisizlik göstermiş bir milletiz. Bunun zararlarını fazla faaliyetle telâfiye çalışmalıyız. Bilirsiniz ki, milliyet kuramını, milliye
t ülküsünü çözüp dağıtmaya çalışan kuramların dünya üzerinde tatbik kabiliyeti bulunamamıştır. Çünkü tarih, olaylar, hadiseler ve gözlemler insanlar ve milletler arasında, hep milliyetin hâkim olduğunu göstermiştir ve milliyet ilkesi aleyhindeki büyük ölçüde fiilî tecrübelere rağmen yine milliyet hissinin öldürülemediği ve yine kuvvetle yaşadığı görülmektedir."1
Millet, dil, kültür ve ülkü birliği ile birbirine bağlı vatandaşların teşkil ettiği siyasî ve içtimai heyettir. “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk halkına Türk milleti denir”. Dünya yüzünde ondan daha eski, ondan daha temiz bir millet yoktur. Bütün insanlık tarihinde görülmemiştir. 

Atatürk'e göre; bir ulus, başka uluslardan saygı görebilmek için, önce kendi ulusuna karşı saygılı olmak zorundadır. Atatürk”ün bu konudaki şu sözlerinin unutulmaması yerinde olur; “Dünyanın bize saygı göstermesini istiyorsak, öncelikle bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu saygıyı, hissen, fikren, fiilen, bütün iş ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki ulusal benliğini bulamayan uluslar, başka ulusların avıdır.”2 Bu sözleri ile milletlerin yaşayabilmesi için milli şuurun uyandırılması ve milliyet fikrinin tatbikinin ne kadar önemli olduğunu vurgulayan Atatürk; Türk Milliyetçiliğini Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile birlikte şuurlu bir devlet politikası olarak yürütmeye başlamıştır. Bu politikanın sonucu büyük felaketler yaşayan milletimize yeniden güven duygusu kazandırmıştır.

Batıdaki Türkoloji çalışmalarından etkilenen Ahmet Vefik Paşa, Süleyman Paşa ve Ali Suavi gibi ilmî Türkçülerin yanı sıra Namık Kemal, Şemseddin Sami, Veled Çelebi, Mehmet Emin Yurdakul, Ahmet Hikmet, Hüseyinzâde Ali, Ahmet Ağaoğlu, Yusuf Akçura, Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin gibi Türk aydınları Türkçülük akımının yaygınlaşmasında etkili olmuşlardır.3

Türk Yurdunun ve Türk Ocak’larının alevlendirdiği Türkçülük fikirleri önce, devrin iktidarını ellerinde bulunduran İttihat ve Terakki’cilere, özellikle Enver Paşa ile arkadaşlarına, sonra da, Türk Milli devletinin kurulmasında Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarına tesir etmiştir. 4

Mustafa Kemal ve Türkiye Cumhuriyetini kuran kadrolar, Türk milliyetçiliğinin bu gelişim sürecinde, bu fikir atmosferi içinde yetişmişlerdir. Türk milliyetçiliğinin geçirdiği bu önemli süreç, aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin yerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne de fikri açıdan temel teşkil etmiştir.

Atatürk, Türklük ve Türk dünyası hakkında ne düşünmüştü ve ne hissetmişti? Bunun tartışmasını uzun uzadıya yapmaya gerek yoktur. Çünkü "Benim hayatta yegâne fahrim ve servetim Türklükden başka bir şey değildir." "Bu memleket tarihte Türktü halde Türktür ve ebediyyen Türk olarak yaşayacaktır. diyen Atatürk, Türk milletine büyük bir güven duymuş ve adeta ona hayran olmuş bir insandı.

Türk dünyasında bir kültür birliğinin oluşmasını arzulayan ve bu konuda büyük gayret gösteren Atatürk, "Türkiye dışında kalmış olan Türkler, ilkin kültür meseleleriyle ilgilenmelidirler. Nitekim biz Türklük davasını böyle bir müsbet ölçüde ele almış bulunuyoruz. Büyük Türk tarihine, Türk dilinin kaynaklarına, zengin lehçelerine, eski Türk eserlerine önem veriyoruz. Baykal ötesindeki Yakut Türklerinin dil ve kültürlerini bile ihmal etmiyoruz. " derken, izlediği Türkçülük siyasetinden, neyi arzuladığını ve hedeflediğini açıkça ortaya koymaktaydı.5

Başka bir konuşmasında; “Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk birliğinin, bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Dünya sükûnunu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk'ün varlığı bu köhne âleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek.” diyerek de Türk birliğinin kurulmasını ne kadar çok istediğini ve bunun bir gün mutlaka olacağını söylemiştir. Ayrıca, “Türklerin yaşadığı her yer Misak-ı Milliye dâhildir” demiş, 1933 yılında ise Amerikalı General Mc.Artur’un görüşmesinde; “Allah nasip eder, ömrüm vefa ederse Musul, Kerkük ve adaları geri alacağım. Selanik de dahil Batı Trakya’yı Türkiye hudutları içine katacağım.” Diyerek Türklerin yaşadıkları bölgelerin Türkiye’den kopmamaları üzerine hassasiyetini belirmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye dışında, Orta Asya, Balkanlar ve Orta Doğu’da yaşayan Türklerle sıkı ilişkiler içine girmiş onlarda devamlı bağlantı içinde olarak ortak bir kültür, ortak bir dil ve ortak bir tarih birliği yaratmaya çalışmıştır.

Türk kültürel birliğinin hudutlarımız dışında kalan kısmına Atatürk’ün kayıtsız kalması düşünülemezdi. Türk Tarih ve Dil Kurumlarını ihdas etmesi bu kültürel birliğin araştırılması için yapılması gerekenleri göstermekteydi. Atatürk’ün asker, devlet ve kültür adamı olarak vasıflarının yanı sıra bilim ve bilimsel düşünceye verdiği önem de bu hususu açık olarak ortaya koymaktadır. Şahsi kütüphanesinde bulunan beş bine yakın kitap ve özellikle Türk tarihi ve diliyle ilgili olarak Orhun Abideleri ve Divanü Lügati’t-Türk’ü bazı önemli gördüğü yerlerin altını çizmesi; Deguienes’in Hunların, Moğolların ve Daha Sair Garbi Tatarların Tarih-i Umumisi adlı beş ciltlik eserini okuyup bazı yerleri işaretlemesi onun bu yöndeki hassasiyetini göstermektedir.

Türkiye dışında yer alan Türk Dünyası’nın varlığına işaret ederken; bir konuşmasında ise: “Türkiye dışında kalmış olan Türklerin kültür meseleleriyle yakından ilgilenilmelidir. Nitekim biz Türklük davasını böyle müspet bir ölçüde ele almış bulunuyoruz. Büyük Türk tarihine, Türk dilinin kaynaklarına, zengin lehçelerine, eski Türk eserlerine önem veriyoruz. Baykal ötesindeki Yakut Türklerinin dil ve kültürlerini bile ihmal etmiyoruz ” ifadesi ile Türk Dünyasına ve Türk Dünyasına ait meselelere kayıtsız kalınmaması gerektiğini önemle vurgulamıştır.

Türk Birliği Düşüncesi ve Türk Dünyası

Atatürk’ün Türk Dünyasına olan ilgisini birkaç örnek ile daha net bir biçimde göstermekte fayda vardır. Atatürk daha 11 Ekim 1920’de mecliste alınan bir karar ile TBMM üyeleri Tevfik Rüştü, İsmail Suphi, Ali Fuat ve Besim Atalay Beylerden oluşan bir heyeti Sovyet Rusya egemenliğinde bulunan Türkler hakkında incelemelerde bulunmak üzere Moskova’ya göndermiştir. Nitekim heyette yer alan İsmail Suphi Bey, 1921 yılı Temmuzunda Buhara’ya ulaşmış ve Eylül ayında döndüğünde Sovyet egemenliğindeki Türkler hakkındaki tafsilatlı raporunu Atatürk’e sunmuştur.

Atatürk’ün Türk dünyası ile ilgili pek çok nutku içinde görüşlerinin en vecizi şüphesiz Cumhuriyetin onuncu yılı kutlamaları çerçevesinde Ankara’daki Ziraat Bankası lokalindeki yaptığı konuşmadır:

Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını hiç kimse kestiremez. Tıpkı Avusturya-Macaristan gibi, tıpkı Osmanlı gibi parçalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler ellerinden kaçabilirler. Dünya yeniden bir dengeye girer. O zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bugün bizim dostumuzun yönetiminde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya, onları arkalamaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir, hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevi köprüleri sağlam tutarak. Dil bir köprüdür... İnanç bir köprüdür...Tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimiz içinde bütünleşmeliyiz. Bugün biz bu kitlelerden dil, gelenek görenek ve tarih bakımından kopmuş, ayrılmış, çok uzaklara düşmüşüz. Türkçemiz bile batı Türkçesi. Demek ki birde Doğu Türkçesi var. Bizim kullandığımız dil mi doğru, onların kullandıkları mı? Bunun hesabını yapmakta fayda yoktur.

Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz, bizim onlara yaklaşmamız gereklidir. Tarih bağı, folklor bağı kurmamız lazım, Türkoloji alanında merhaleler aşmamız lazım. Kim yapacak bunları? Elbette biz. Nasıl yapacağız? İşte görüyorsunuz: Dil encümenleri, tarih encümenleri kuruluyor. Dilimizi onların diline yaklaştırmaya ve böylece birbirimizi daha kolay anlar hale gelmeye çalışıyoruz. Tarihimizi onlara yaklaştırmaya çalışıyoruz, ortak bir mazi idrakine varmak peşindeyiz. Bunlar açıktan yapılamaz! Bunlar, devlet ve milletlerin derin düşünceleridir.

29 Ekim 1933 Mustafa Kemal Atatürk

KAYNAKÇA:

1- AVCI, Cemal, Atatürk'ün Milliyetçilik Anlayışı, Atatürk ve Atatürkçü Düşünce, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı, Genelkurmay Basım Evi, Ankara 2003, S.76
2. KOCATÜRK, Utkan, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, Ankara, 1984, s.207
3- ÇELEBİ, Ercan, Atatürk Ve Türk Dünyası, Kastamonu Eğitim Dergisi Ocak 2010 Cilt:18 No:1,s.200,
4. SARAY, Mehmet, Atatürk ve Türk Dünyası, TTK Yayınları, Ankara,1995, s.24

5. KOCATÜRK, Utkan, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, Ankara, 1984, s. 86





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayın takipçilerimiz hakaret etmeden yorumlarınızı yapabilirsiniz.

Post Top Ad

Your Ad Spot