Akademi Tarih sayfamızın bugün ki konuğu Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü 4.Sınıf Öğrencisi İbrahim GÜLEŞEN sizlere Osmanlı Türkçesi belgesi sunuyor. Keyifli okumalar dileriz.
Sultân Murâd-ı sâlis iç hazînede külliyyetli mebâliğ cem‘ u
iddihâr eylemiş
olduğundan bin târîhinden sonra vâkı‘ olan Nemçe
seferlerinde bir gûne muzâyaka-i mâliyye
hâdis olmadığı misillü Sultân Ahmed-i evvelin müddet-i
saltanatı kâmilen Nemçe ve İran ve
Celâlî seferleri ile mürûr etmiş iken mesârif-i lâzime
tesviye olunduktan başka şehriyâr-ı
müşârun-ileyhin nâm-ı nâmîlerine mensûb câmi‘-i şerîfi
ma‘a-tettimât binâ vü inşâ
buyurmaları hazîne-i devletin adem-i muzâyakasını isbâta
kâfîdir. Ancak bin yirmi altı
târîhinde Sultân Mustafa ve üç ay mürûrunda Sultân Osman
dört sene güzerânında yine
Sultân Mustafa ve bir sene sonra Sultân Murad-ı râbi‘
câlis-i serîr-i saltanat olup bu cihetle
beş sene müddetde dört def‘a cülûs bahşîşi i‘tâ olunmakla
beraber Sultân Mustafa vâlidesi
eşkıyâyı taltîf ve oğlunu te’yîd etmek mutâlaasıyla hazâin-i
Osmâniyye’yi bugāt-ı
askeriyyeye ibzâl ü isrâf eylediğinden nukūd-ı müddehara bi’l-külliyye
rehîn-i telef olduğuna
mebnî Sultân Murad’ın cülûs bahşîşi ba‘zı tüccâr ve
mütemevvilînden istidâne ve selâtîn-i
mâzıye zemânından kalma sîm ü zerden masnû‘ edevâta darb-ı
sikke olunarak îfâ kılındı.
Her cülûs in‘âmı takrîben üçer yüz milyon akçe ya‘nî dört
milyon riyal derecesinde
idi ki nisbet-i fiyât aşağıda tavzîh kılınur. Sultân Murad
hazretleri gāret-kâr-ı vâridât-ı devlet
olan eşkıyâ-yı askeriyyeyi te’dîb ü tenkîl eyledikden sonra
umûr-ı mâliyye dahi yoluna
girmekle iç hazîne yine nukūd-ı kesîre ile mâl-â-mâl oldu.
Sultân İbrahim cülûsunda sadr-ı
a‘zam bulunan Kemankeş Kara Mustafa Paşa umûr-ı devlete
kemâ-yanbagī nizâm virüp
vâridât ve mesârifâtı karşılaşdırmış olmağla gerek vezâif-i
askeriyye ve gerek mesârifât-ı
mühimmede cârî olan havâle ve sergi i‘tâsını ilgā ve
cümlesini vakt ü zemânıyla nakden i‘tâ
eylediği hâlde beher direkli riyal seksen akçe i‘tibâriyle
altı bin keselik nukūd artırıp Enderûn
hazînesine teslîm eylemişdi. Sadr-ı müşârun-ileyhin
katlinden sonra mesârif teksîr ve
vâridâtın mecrâ-yı sahîhi tağyîr olunmağla günden güne
muzâyaka-i mâliyye hâdis olmağa
başlayıp bâ-husûs Sultân Mehmed-i râbi‘in cülûsunu müteâkıb
tavâif-i askeriyye yine zirve-
i utüvv ü tuğyâna urûc eylediklerine mebnî bir tarafdan
askerin mikdâr ve ulûfeleri tezâyüd




Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayın takipçilerimiz hakaret etmeden yorumlarınızı yapabilirsiniz.