Muhteşem Bir Kalem Acı Bir Son Ömer Seyfettin |
Editörler
M. Mine ÇUHADAR
Koray Murat TURAL
Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü
Çocukluğumu onun duru Türkçesi ile yazılmış öykülerini
okumakla geçti. Hele hele bir de tarihe meraklıysanız Ömer Seyfettin hikayeleri
ve Yahya Kemal şiirlerini baş ucunuzdan ayıramazdınız. Osmanlı münevverlerinin
ağdalı dil kullandığı hatta yazdıklarından kendilerinin bile anlamadığı, batı
hayranlığının toplumu sardığı günlerde Ömer Seyfettin dalgalanmayı bekleyen
Türk Dil bayrağına adeta poyraz olmuştu. Bu gün hemen hemen herkesin hayranı olduğu
şiir, öykü ve fikir yazılarının usta kalemi Ömer Seyfettin’in kimsesizler gibi
muamele gördüğünü ve cesedinin kadavra olarak kullanıldığını biliyormuydunuz?
Biz Akademi Tarih editörleri olarak dev yazar ve Türk Milliyetçisi Ömer Seyfettin’i
sizlere tanıtmak istedik. Hadi bakalım…
11 Mart 1884'te Gönen'de doğan Seyfettin, 6 Mart 1920'de İstanbul'da henüz 36
yaşındayken hayata gözlerini yumdu. Çağdaş Türk Hikâyeciliğinin ve ‘Milli
Edebiyat Akımı’nın kurucularındandır. Yüzbaşı Ömer Şevki Bey'in oğludur. İlk
eğitime Gönen'de başladı. Babasının görevi nedeniyle sürekli yer
değiştirmemeleri için annesiyle birlikte İstanbul'a gelmek zorunda kaldı.
1892'de Aksaray'daki Mekteb-i Osmaniye'ye yazdırıldı. 1896'da Eyüp'teki Baytar
Rüşdiyesi'ni bitirdi. Edirne Askeri İdadisi'nden sonra 1903'te İstanbul'da
Mekteb-i Harbiye'den mezun oldu. Teğmen rütbesiyle Türk Silahlı Kuvvetlerine
katıldı. İzmir Zabitan ve Efrat Mektebi'nde kısa süre öğretmenlik yaptı.
1908'de merkezi Selanik'te olan 3'üncü Ordu'da görevlendirildi. 1911'da ordudan
ayrıldı. Ama Balkan Savaşı çıkınca tekrar askere alındı. Sırp ve Yunan
cephelerinde savaştı. Yanya Kalesi'nin savunması sırasında Yunanlılara esir
düştü. Bir yıl süren tutsaklıktan sonra İstanbul'a döndü. Kısa bir süre
"Türk Sözü" dergisinin başyazarlığını yaptı. 1914'te Kabataş
Lisesi'ne edebiyat öğretmeni olarak atandı. Ölümüne dek bu görevi sürdürdü.
Ömer Seyfettin'in 2 Mayıs 1918'de yayımlanan yazısı "Eskiden Türk milletini parçalayan iki kuvvet vardı: 1-
Rus pençesi 2- Milli gaflet. Birinci kuvvet artık kırıldı. Fakat ikinci kuvvet
hâlâ duruyor. Bu kuvvete karşı uğraşmak, bugün bütün milliyetini idrak etmiş
Türkler için farzdır."
Selanik'te yayınlanan "Genç Kalemler" dergisindeki
yazılarıyla tanınmaya başladı. Derginin ikinci dizisinin ilk sayısında Nisan
1911'de yayınlanan "Yeni Lisan" başlıklı yazısı "Milli
Edebiyat" akımının başlangıç manifestosu olarak kabul edilir. Yazılarında,
yalın, halkın konuştuğu ve anladığı bir dil kullanmak gerektiğini savundu.
Türkçe'nin kendi kurallarına uygun yazılmasını, Arapça ve Farsça sözcüklerden
arındırılmasını istedi. Milli Edebiyat akımının öncülüğünü Ziya Gökalp ve Ali
Canip Yöntem'le birlikte sürdürdü.İçinde ki yazma aşkı Edirne'deki öğrenciliği sırasında
başladı. İlk şiiri "Hiss-i Müncemid" "Ömer" imzasıyla
1900'de "Mecmua-i Edebiye"de yayınlandı. İlk öyküsü "İhtiyarın
Tenezzühü" 1902'de Sabah gazetesinde yer aldı. İzmir ve Makedonya'da
görevliyken yazdığı şiir, öykü ve makaleler çeşitli dergilerde çıktı. Askerliğe
ara verdiği dönemde ise yazıları "Rumeli" gazetesi ve çeşitli
dergilerde yayınlandı.
Birinci Dünya Savaşı yıllarında "Yeni Mecmua"da
yayınlanan öyküleriyle ününü iyice yaygınlaştırdı. Öykülerini kişisel
deneyimlerine, tarihsel olaylara ve halk geleneklerine dayandırdı. Günlük
konuşma dilini kullanması, öykülerine canlı ve etkileyici bir özellik verdi.
Çok değişik konular işledi. Bunları anlatırken yergiye, polemiğe, komik
durumlara ve toplumsal yorumlara da yer verdi.
Türk Dili için mücadele veren Seyfettin 6 Mart 1920 yılında
tedavi gördüğü hastanede 36 yaşındayken vefat etti. İşgal altındaki esir
İstanbul’da kimse ilgilenmedi. Cesedi kimsesiz muamelesi gördü ve Tıbbiyeli
öğrenciler tarafından kadavra olarak kullanıldı.
ESERLERİ
Şiir:
Ömer Seyfettin'in Şiirleri (1972, Fevziye Abdullah Tansel derlemesi)
Roman:
Efruz Bey (1919)
Yalnız Efe (1919, 1988)
Öykü:
Harem (1918)
Yüksek Ökçeler (1922, 1988)
Gizli Mabed (1923, 1988)
Beyaz Lale (1938)
Asilzâdeler (1938)
İlk Düşen Ak (1938, 1980)
Mahçupluk İmtihanı (1938, 1982 bir oyun da içerir)
Dalga (1943, 1952)
Nokta (1956)
Tarih Ezelî Bir Tekerrürdür (1958)
İnceleme:
Milli Tecrübelerden Çıkarılmış Ameli Siyaset (1912)
Yarınki Turan Devleti (1914)
Türklük Mefkuresi (1914)
Türklük Ülküsü (ilk 3 kitap birarada ölümünden sonra, 1975)
Selahattin
Dilidüzgün (2005). Eğitsel Bir Bakış Açısı ile Ömer Seyfettin ve
"Kaşağı" İstanbul Üniversitesi Hasan
Ali Yücel Eğitim Fakültesi. Hasan Ali Yücel
Eğitim Fakültesi Dergisi
Geçgel, H , Sarıçan, E. (2011). Ömer Seyfettin’in
Hikâyelerinde Çocuk ve Eğitim Teması. Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler
Dergisi. ss. 164-175.
Cengiz Aydemir. Modern Türk Hikayeciliğinde Ömer Seyfettin
Etkisi. Balıkesir Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi. Erişim tarihi: 6
Temmuz 2020.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayın takipçilerimiz hakaret etmeden yorumlarınızı yapabilirsiniz.