OSMANLI'NIN YAKIN AKRABALARI KARAKEÇİLİLER VE KARAKEÇİLİ KÖYÜ - akademitarih

EN YENİ MAKALELER

Post Top Ad

Your Ad Spot

20 Ağustos 2020 Perşembe

OSMANLI'NIN YAKIN AKRABALARI KARAKEÇİLİLER VE KARAKEÇİLİ KÖYÜ

 


Doç. Dr. Kayhan ATİK
Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi

1260-1261 / 1844-1845 TEMETTUAT KAYITLARI IŞIĞINDA KARAKEÇİLİ KÖYÜNÜN SOSYAL VE EKONOMİK YAPISI


Akademi Tarih sayfasının yeni konuğu Kırıkkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Sayın Doç. Dr. Kayhan Atik Hocamız. Hocamıza verdiği destek için teşekkür ediyoruz.


Giriş

Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki tasnif faaliyetlerinin de ilerlemesiyle Osmanlı iktisadi ve sosyal tarihi, araştırma ve çalışmaları daha da artmıştır. Temettuat defterleri özellikle son dönem Osmanlı iktisadi ve sosyal yapısını ortaya koyması bakımında fevkalade önem arz etmektedir. Bilindiği üzere Osmanlı Devleti’nin gelir kaynaklarını büyük ölçüde vergiler oluşturmakta idi. Osmanlı Devleti'nin kurulmasından itibaren, Tanzimat’a kadar devletin topraklarına kattığı yerlerin arazisi ve nüfusu yazılırdı. Bu nedenle devlet, kuruluşundan itibaren vergi kaynaklarının belirlenmesi için tahrir defterleri tutmaya başlamıştır. Bu işi devlet fethedilen yerlerde güvenilir kişiler vasıtasıyla yapardı.

 

Osmanlıların hangi tarihte bu tür sayımlara başladığı kesin şekilde bilinmemekle birlikte günümüze ulaşan en eski sayımı ihtiva eden 835 (1431) tarihli Arvanid Sancağı Defteri ile diğer bazı belgelerden, sayım sonuçlarının kaydedildiği defter usulünün XIV. yüzyılda mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Klasik dönemle ilgili olan nüfus bilgileri tahrir defterlerinden çıkarılmaya çalışılırken, Osmanlı vergi sistemi Tanzimat Dönemi öncesi ve sonrası olmak üzere farklılıklar göstermektedir (Öz, 2010, 425-429).

 

Tanzimat’ın ilanına kadar çeşitli isimler altında toplanan vergilerin tümünün tek bir vergi altında birleştirilmesi kararı alınmıştır. Bu çerçevede maliyede de önemli değişiklikler yapılmıştır. Vergi sistemi büyük ölçüde değiştirilmiştir. Yeni vergi sisteminin oluşturulunca, vergi kaynakları da yeniden tespit edilmiştir. Tabi ki devlet bu uygulamalarla, gelirlerini kontrol altında tutacak, vergi dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesini sağlayacak, mükelleflerini tespit ederek, gelirlerinin artırılması temin edecekti. Ayrıca belirlenen verginin vaktinde ödenmesi ve bu konuda muhalefet edenlerin de cezalandırılacağı kararlaştırılmıştır. XIX. yüzyılda özellikle de Tanzimat’ın ilanından sonra Osmanlı Devleti, klasik dönemdeki yapısından tamamen uzaklaşmış, iç ve dış baskılar sonucunda büyük dönüşümler yaşamaya başlamıştır. Bilindiği gibi devlet Tanzimat’ın ilanından sonra hemen bütün alanlarda reformlar yaptığı bilinmektedir. Ancak bu süreçte en önemli dönüşüm şüphesiz ki devletin mali politikalarında olmuştur. (Adıyeke, 2000, 769-825; Öztürk, 2003, 287-304; Doğan, 2014, 172).

 

Anlaşıldığına göre XIX. yüzyıl başlarında iki ayrı şekilde yazım planlanmış ve her ikisi de uygulanmıştır. Bunlardan ilki nüfus tahrirleridir. 1830-1831 tarihinden itibaren başlanan bu yazımlarda sadece erkek nüfus yazılmıştır. Bu çerçevede nüfus defterleri ve altı aylık yoklama defterleri düzenlenmiştir. İkinci tür yazımlar ise temettuat yazımlarıdır. Tapu tahrir geleneğinin bir devamı olarak bu gelir defterleri aynı zamanda birer nüfus defteri gibi de düşünülmüştür. Temettuat defterleri sadece bir mal-mülk ve gelir yazımı defterleri değildir. Aynı zamanda ait olduğu yörenin sosyal ve iktisadi yapısını da ortaya koyan defterlerdir (Adıyeke, 2000, 769-825; Öztürk, 2003, 287-304).

 

Osmanlı Devleti’nde halkın gelirine göre hesaplanan temettü vergisi, düzenlemenin uygulandığı bölgelerde en küçük yönetim birimlerinden başlanarak Temettuat defterlerine kaydedilmiştir. Bu defterler incelendiğinde, XIX. yüzyıl Osmanlı Devleti sosyal ve ekonomik yapısına ilişkin birçok bilginin yer aldığı görülmektedir. Bunlarda; vergi mükellefinin adı, vergiye esas olan gelir kaynağı, kaynağın yıllık hâsılatı ve bu gelire göre tarh eden vergiyi görmek mümkündür. İncelemeye konu olan bu temettuat defterleri, 9 katalog halinde ve toplam 17.747 adet olmak üzere Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunmaktadır (Serin, 1998, 717-718; Öztürk, 2003, 287-304). Temettü’ kelimesi, Arapça meta kelimesinin tefa’ül babından gelmektedir; mal, eşya, kazanç, kâr etme, fayda görme manasına gelir. Temettüat ise onun çoğulu, kârlar, kazançlar anlamına gelmektedir. Temettu’ vergisi, herkesin kazancına uygun olarak devlete verdiği vergidir (Şemseddin, 1996, 337; Sarı, 1982, 1408).

 

Çalışmamızın ana kaynağını teşkil eden Temettuat Defteri, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde Maliye Nezareti Temettuat Defterleri tasnifinde “ BOA, ML. VRD. TMT. d... /318 “ numarada, “Ankara eyaleti, Bâlâ kasabasını Karakeçili karyesi ahalisinin temettuat defteri” adıyla kayıtlıdır. Bizde bu defterden faydalanarak, Karakeçili köyünün nüfusu ile birlikte köyde kullanılan isimler, lakaplar, meslekî yapılanma, köyde yaşayan hane reislerinin tarım, hayvancılık ve meslek gelirleri ile birlikte ödemiş oldukları vergi çeşitleri tespit edilerek, sosyal ve ekonomik yapısı ortaya konulmaya çalışılmıştır.

 

Karakeçili aşireti, Osmanlı Devleti’ni kuran “Kayı“ boyuna mensuptur. ”Kayı”, sağlam, metin, güçlü ve kuvvetli anlamlarına gelmektedir. Kayı boyu Oğuzların en büyük boyu olup, Boz oklara tabidir. Doğu’dan Anadolu’ya gelişen göçlerin önemli nedenlerinden bir tanesi de Moğol istilasıdır. Moğolların baskı ve saldırıları nedeniyle Karakeçililer, bağlı bulundukları Kayı boyu ile birlikte, Türkistan-Horasan ve Anadolu çizgisinde göçe mecbur kalmışlardır. Bu göç esnasında reisleri Ertuğrul Bey idaresinde Anadolu’ya gelen Kayı boyu ve Karakeçililer göçebe yasayışlarını, yarı göçer biçimde sürdürürler. Karakeçililer Türkmen Yörük taifesindendir. Oğuz boylarından Kayı boyuna mensup bir topluluk olup Karakeçililerin Kayı boyuna mensup oldukları tarihi süreç içerisinde sıklıkla tescillenmiştir. Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında büyük rol oynayan Karakeçililer, XI. yüzyıldan beri varlıklarını hissettirmişlerdir. Öncelikle Keçilü cemaatleri, başta Karakeçililer olmak üzere, Sarıkeçili, Teke Türkmenleri vb. gibi değişik adlarla Anadolu’nun birçok bölgesine yayılmışlardır. Doğudan Batıya bu şekilde yayılan aşiretin çeşitli kolları olan Urfa, Siverek ve Suruç Karakeçililerinin varlıkları XV. ve XVI. yüzyıllardan beri bilinmektedir.

Urfa Karakeçilileri ile Bingöl’ ün Simsor Karakeçilileri Doğu Anadolu Zaza Türk aşiret grupları içinde yer alır (BOA. A.MKT. 1/86; BOA. Y. PRK. UM. 19/ 57; BOA. Y. PRK. UM. 19/ 57; BOA. A. MKT. UM. 1/ 86; BOA. Y. PRK. UM. 19/ 57; BOA. İE. ML. 42/ 4074; BOA. C.ADL. 44/ 2650; Çay, 1989, 7; Say, Yağmur, 2009; Bulduk, 2003, 153-157; Aşıkpaşaoğlu Tarihi, 1992, 13; Köprülü, 1981, 68, 73,103; Sümer, 1999, 178,181-182; Yılmaz Vurgun, 2018, 491-508; Doğan, 2009, 658).

 

A-Sosyal Durumu

1-      Nüfus

XVI. yüzyılda Karakeçili köyünün de içinde bulunduğu bölgenin Osmanlı idari teşkilatındaki yeri fazla bir değişiklik göstermeden günümüze kadar gelmiştir. Anılan tarihte Bahşılı ve Karakeçili ilçeleri topraklarının tamamı ile Yahşihan ilçesinin batısının, yani Kızılırmak'ın Ankara yakasındaki topraklarının, Ankara Sancağı merkez kazasına bağlı olduğunu görürüz (Kankal, 1998, 235).

 

Günümüzde Kırıkkale Karakeçili ilçesi ismini aşiret isminden alan bir yerleşim birimidir. Karakeçili, Ankara'nın Bala ilçesine bağlı 16 köyü, toplam 7667 nüfusu ile 1957 yılında belediye teşkilatı kurularak Karakeçili kasabası olmuştur. 20.05.1990 tarih ve 36644 sayılı kanun gereği, Ankara ili Bala ilçesinden ayrılarak, Akkoşan ve Sulubük köyleri ile birlikte Kırıkkale iline bağlı ilçe statüsü verilmiştir. Bugün ilçem merkezi Kurtuluş, Zafer, Yeşilevler, Fatih Sultan Mehmet, Hoca Ahmet Yesevi, Yavuz Sultan Selim, Karşıyaka, M. Fevzi Çakmak olmak üzere toplam 8 mahalleye ayrılmıştır. Karakeçili nüfusu 2018 yılına göre 3.810. Bu nüfus, 1.961 erkek ve 1.849 kadından oluşmaktadır. Yüzde olarak ise: %51,47 erkek, %48,53 kadındır. 318 numaralı temettuat defterinden tespit ettiğimiz kadarı ile 1845 yılında Karakeçili köyünün 57 haneye tekâbül eden 285 neferlik nüfusu söz konusudur. Bu rakam hane x 5 + mücerred hesabına göre yapılmıştır. XIX. Yüzyılda Karakeçilide gayrimüslim nüfusa dair bir bilgiye ulaşılamamıştır. Ayrıca Karakeçili ahalisiyle görüşmelerimiz neticesinde kendilerinin ve dedelerinden edinilen bilgilere göre gayrimüslim nüfusun olmadığı yönündedir. Ayrıca Karakeçili nüfus müdürlüğünden aldığımız bilgilere göre 1905 kayıtlarına göre gayrimüslim nüfusun olmadığıdır (Barkan, 1953, 12).

 

1.1   Karakeçili Köyünde Kullanılan Şahıs Adları

Defterlerde vergilerin tahsilinde esas olan hane reislerinin isimleri kayıtlıdır. Temettuat defterlerinde mükelleflerin isimleri çok kere “oğlu” kelimesi kullanılarak kaydedilmiştir. Aile adlarının kayıtlı olması, mahalle veya köydeki akrabaların tespitini de mümkün kılmaktadır. Ayrıca baba oğul ve kardeşler, hatta bazen amca yeğen ve kuzenler peş-peşe veya bir ya da iki hane girerek yazılmışlardır. Bu Bağlamda 57 haneden oluşan Karakeçilide dokuz kişinin iki, iki kişinin de dört oğlu bulunmaktadır. Sosyal bakımdan adlar gibi sıfatlar ve lakaplar da şahısların belli özelliklerini göstermesi bakımından önemidir. Hacı, şehirli, kiçeli, Kel, çakmaklı, kara, Tosyalı, kolu kısa, molla, deli gibi sıfatların ifade ettikleri mana açıktır. Kişileri adları onları diğer insanlardan ayıran en önemli özellik olduğu için çok önemlidir. Temettuat defterlerinde kişilerin adları, sülâle isimleri, babalarının isimleri veya kişinin sıfatı veya lâkabı ile verilmiştir. Bu bilgiler, köyün sosyal, dini ve etnik yapısını ortaya çıkarmak için önemlidir (BOA, ML. VRD. TMT. d... /318, 2-20).

 

Tablo 1 de yer alan verilerden anlaşıldığı üzere Karakeçili Köyündeki vergi nüfusunun tamamına yakını erkektir. Sadece köyün 9 numaralı hanesinde ikamet eden Cennet oğlu İbrahim, 31 numaralı hanesinde ikamet eden Hatice oğlu İsmail ve 39 numaralı hanesinde ikamet eden Kamer oğlu Bekir anne adı ile anılmaktadır. İsimleri incelediğimizde İbiş ve Ayaz’ın dışındaki isimler daha ziyade peygamber ve onun ehl-i beyti başta olmak üzere daha çok Arapça kökenli isimlerin olduğu görülmektedir. Birinci sırada Süleyman ismi gelmektedir. Süleyman ismi toplam isimlerin % 8.6’sini teşkil etmektedir. İkinci sırayı % 6.88 ile Hasan, Abdurrahman, Mehmed, Osman ismi yer almaktadır. Üçüncü sırayı ise % 5.16 İbiş ve Mustafa isimleri gelmektedir. Dördüncü sırada % 3.14 ile Ahmed, Hüseyin, İsmail, Musa, Ömer, Yusuf ismi alır. Bunların dışında tabloda görüldüğü gibi, Ayaz, Bekir, Cafer, Derviş, Ali, Eyüb, Osman, Haydar, Hacı Ali, Hacı Osman, Veli, Hatice, Abbas, Mustafa, Zaim, İlyas, Kamer, Hamza, Yıldız gibi isimlerde birer kez geçmektedir (BOA, ML. VRD. TMT. d... /318, 2-20).


1.2   Karakeçili Köyünde Kullanılan Lakaplar

Defterde kayıtlı olan sülâle isimlerine bakıldığı zaman, 17 farklı sülâle lâkabının kullanıldığı görülmektedir. Bunlardan Çakmaklı Oğlu, 5, Kiçeli Oğlu, 3, Kara İbrahim Oğlu ikişer defa yazılmıştır. Diğer hane reislerinde sülâle ismi sadece bir kere kullanılmıştır. Ayrıca Hacı Osman, Derviş Ali şahıslarının sadece isimleri kullanılmıştır. Karakeçili Köyü hane reislerinin toplumda tanınmasını sağlayan aile ve sülale adlarının Tablo-2 de görülen, Kara Yörük, Kara İbrahim, Kel Veli, Deli Halil gibi lakaplar ise muhtemelen ailelerin geçmişten beri kullana geldikleri lakaplar olarak düşünülebilir. Bunun dışında kullanılan lakaplardan bazıları, kişilerin geldiği yere göre verilmiştir ki, Tosyalı, Şehirli gibi. Bunun yanında Kolu Kısa Oğlu, Kel Veli Oğlu ve Deli Halil oğlu gibi kişilerin fiziksel özelliklerinden kaynaklanan sülâle isimlerinin de yer aldığı görülmektedir. Ayrıca bir hane reisi Hacı olarak lakap almıştır. 318 numaralı temettuat defterinde genel olarak hane reislerinin isimleri babalarının adları ve lakaplarıyla birlikte yazılmıştır. Bu nedenle köyde yaygın olarak kullanılan baba ve oğul isimlerini tespit etmek mümkün olmuştur. 


1-      Karakeçili Köyünde Mesleki Yapılanma

Temettuat defterlerini özelliklerinden biriside vergi mükelleflerinin meslek ve sanatlarını tespitte kaynak teşkil etmesidir. Karakeçili Köyündeki insanların hangi meslekten olduklarını Temettuʻât defterinden çok rahat bir şekilde öğrenebiliyoruz. Çünkü vergiye tabi tutulan köy halkının hangi işle uğraştıkları “Erbab-ı Ziraatten”, “ırgat” gibi ifadelerle açıkça belirtilmiştir. Karakeçili Köyündeki meslek durumunu belirtecek olursak Köy halkının mesleklere göre dağılımı şöyledir: 40 hane Erbab-ı ziraatden, 11 hane ırgat, 4, 2 ve 1 yaşlarında üç tane yetim çocuk, bir yaşlı, bir hasta, birde ağma bulunmaktadır. Hane reislerinin gelirlerinin eğer varsa ne kadarının sanatlarından, ne kadarının ziraattan olduğu da ortaya konmuştur. Böylece hangi gelirin daha ağır bastığı görüldüğü gibi, mesleklerinin yazılması ihmal edilmiş olanların yaptıkları işlerin bu kısımdan tespiti mümkün olmaktadır. Mesleklerin yazılmış olması, bir mahalle veya köyde hangi ziraatın ne ölçüde geliştiğini tespit etmemize imkân sağladığı gibi gelirin meslekler arası dağılımını da ortaya koymaktadır. Hane reisleri içinde kadın yaşlı, hasta, ağma ve yetimlere de rastlanmaktadır. Bunlar kadınsa eşi, çocuksa babası ölmüş olduğundan hane reisi durumuna gelmiş olmalıdır.

 

Muaflar Tahrir defterlerinde vergiden muaf olanlar için yetim, yaşlı, hasta, ağma gibi açıklamalarda bulunulmuştur. Temettuʻât defterlerinde de muaf olanlar hemen aynı şekilde gösterilmiştir. Karakeçili Köyünde yaşayan insanların 40 hanesi ziraat erbabından, 11 hanesi ırgat (tarım işcisi) olara geçmektedir. Geriye kalan 20, 23, 49, 50, 51, 53 numaralı hanelerin mesleği belirtilmemiştir. 20 numaralı hane, babaları vefat eden Mustafa 4, diğer kardeşi 2 ve biriside 1 yaşlarında olduğu için vergisi ahalinin üzerine kalmıştır. 23 numara belirtilmemiştir. 49 numaralı hanedeki kişi ile ilgili “asakir-i mansure-i şahanede bila maaş ihraç olunub emlak ve arazi ve temettuatı olmadığından idareden aciz bulunmuş” ifadesini görüyoruz. . 50 numaralı hanedeki kişi yaşlı olduğundan 90 kuruş vergisini verememiştir. 51 numaralı hanedeki kişi hasta olduğundan 58 kuruş vergisini verememiştir. 53 numaralı hanedeki kişi ağma olduğundan nafakadan acizdir (Yemek, içmek, geçinmek gibi insanın yaşayabilmesi için gerekli olan şeylerin tümünü sağlayamayan) ifadesi bulunmaktadır.

 

B- Ekonomik Durum

1-Hayvancılık

Köydeki ekonomik duruma bakacak olursak; temel ekonomik faaliyetleri tarım ve hayvancılık oluşturmaktadır. Temettuat defterlerinde önce ekilen arazi yazılmış daha sonra, hayvanlar yazılmıştır. Böylece bir köy veya köylerde en çok hangi hayvanın beslenip yetiştirildiği ve bunların ne ölçüde kazanç elde edildiğinin tespiti mümkün olabilmektedir. Çeşitli meslek sahiplerinin evlerinde manda, inek ve bölgeden bölgeye değişmek üzere koyun ve keçi beslenmekte ve bunların et, süt, yün ve kıllarından gelir elde edilmektedir. Her evde hangi hayvandan kaç tane bulunduğu yazıldığı gibi bunlardan elde edilen yıllık hâsılat da belirtilmiştir. Temettuat defterinden anlaşıldığına göre 1844-1845 yıllarında Karakeçili Köyünde yaşayan haneler geçimlerini tarım ve hayvancılıktan sağlamakta idiler. Genel olarak süt ve süt ürünleri ihtiyaçlarını karşılamak için inek ve koyun, binek hayvanı ihtiyaçlarını karşılamak için merkep, çift sürmede faydalanabilmek için öküz kullandıkları anlaşılmaktadır. Karakeçili Köyünde toplam 327 olan hayvan varlığının büyük çoğunluğunu küçükbaş hayvanlar oluşturmaktadır. Küçükbaş 236, büyükbaş, 52, yük ve binek hayvanı ise 39 olarak belirtilmiştir. Büyükbaş hayvan çeşidinde, camus (manda) öküzü, koşu öküzü, sağman inek planda yer alırken küçükbaş hayvan çeşidinde ise, oğlak, kıl keçi, sağman kıl keçi tercih edilmektedir. Binek ve yük hayvanı olarak ise dişi merkep, erkek merkep, kısrak beslenmektedir.

1.1   Büyük Baş Hayvanlar

Karakeçili Köyündeki büyükbaş hayvan söz konusu olduğunda, köylerde çift sürme işinde en önemli hayvanlardır. 6 adet Camus Öküzü, 37 adet Koşu Öküzü, 9 adet sağman inek ve birde yaşar dana bulunmaktadır. Ancak Karakeçilide öküzün ilk planda tercih edildiği görülmektedir. Bu arada arpa ve buğday saplarının tarladan harmana ve ürünün harmandan ambara taşınmasında at ve eşek gibi yük hayvanlarından ziyade, daha çok bir çift öküzün çektiği iki tekerlekli kağnılar kullanılmaktadır. Belgelerden anlaşıldığı üzere anılan dönemde Karakeçili’de özellikle koşu öküzü ahalinin tarım yaparken kullandığı vazgeçilmez iş gücü kaynaklarından biri durumundadır. Köyde toplam 37 hanede koşu öküzü, 9 hanede Camus öküzü bulunmaktadır. Camus öküzünü 9 adet bulunmasının sebebi ise, Camus öküzünün daha ziyade sulak yerlerde olmasından dolayıdır. Köyde 7 baş sağmal inek 7 ailenin elinde bulunmaktadır. Köyün süt ve süt ürünleri ihtiyacının sağlanmasında bu ailelerin önemli rol oynadığı düşünülebilir. Bu hayvanlara sahip olan kimselerin gelir düzeyi dikkate alındığında genel ortalamanın üzerinde oldukları dikkat çekmektedir.

1.2   Küçük Baş Hayvanlar

Küçükbaş hayvanlar bakımından bakıldığında Karakeçilide toplam 236 adet küçükbaş hayvan varlığı tespit edilmiştir. Küçükbaş hayvan çeşidinin tam olarak yer aldığı hane sayısı 36 olarak kaydedilmiştir. Genel olarak 6 numaralı tabloda görüldüğü gibi, % 41.16 ile 36 adet oğlak; % 23.52 ile 56 adet kılkeçi; % 34.44 ile 82 adet sağman kılkeçi toplam 236 adet küçük hayvan bulunmaktadır ( BOA, ML. VRD. TMT. d... /318).

1.3   Yük ve Binek Hayvanları

Yük ve Binek Hayvanlarına gelince; Karakeçilide 1845 yılında toplam 39 adet yük ve binek hayvanı bulunmaktadır. Bunlardan 32 tanesi dişi merkep, 3 tanesi erkek merkep, 3 tanesi kısrak, 1 tanede taylı kısrak olarak tespit edilmiştir. Yük ve binek hayvanlarına bakıldığında toplam 57 hane olan köyde sadece 28 hanede yük ve binek hayvanı tespit edilebilmiştir. Meslekler bölümünde izah edildiği üzere yük ve binek hayvanına sahip olmayan hanelerin ziraatle iştigal etmedikleri anlaşılmaktadır. Bu kimselerin ırgatlık veya ticaretle iştigal ettikleri kayıtlardan tespit edilmiştir ( BOA, ML. VRD. TMT. d... /318).

 

2-Arazi Dağılımı ve Toprak Kullanımı 

Temettu’at defterlerinde hane reislerinin tarla, Bağ, bahçe, bostan gibi gayr-i menkullerinin teferruatlı bir biçimde dökümleri yapılmıştır. Defterlerde ekili alanlar “mezru” tarla olarak gösterilmiştir. Mezru tarlalardan sonra Bağ, Bahçe, bostan ve korulara da yer verilmiştir. Bağ ve bostanlar daha ziyade 1-2 dönümlük, tarlalar ise 25-30 dönümdür. Temettu’at defterlerindeki bu bilgiler ziraat yapılan alanlar hakkında fikir verdiği gibi, bu toprakların ne kadarının dikili sahalara ayrılmış olduğu ve bunların büyüklüklerine göre sınıflandırma yapılmasına da imkân vermektedir.

Karakeçili’de hane reislerinin sahip oldukları arazinin 831 dönümü tarla, 45 dönüm bağ ve 23 dönüm bostan olarak tespit edilmiştir. Fakat ne kadarı buğday, arpa olduğu belirtilmemiştir. Ayrıca bağ ve bostana da ekilen şeyler belirtilmemiştir. Ehl-i zıraat olmayan hanelerin ya tarım yapacak alet ve edevatları yok ya da çobanlık ve ırgatlıkla geçimlerini sağladıkları kayıtlardan anlaşılmaktadır. En fazla tarla ve bağı olanlar ise hanelere göre şu şekildedir. 1 nolu hane 260 dönüm tarla; 2 nolu hanenin, 350 dönüm tarla-85 dönüm bağ; 8 nolu hanenin, 180 tarla-130 bağ; 19 nolu hanenin, 180 tarla; 28 nolu hanenin, 180 tarla-160 bağ; 25 nolu hanenin, 305 tarla-185 bağı vardır. Diğer haneler ise daha azdır.

 

C- Gelirleri

1-      Hayvancılık Gelirleri

Karakeçili köyünün toplam, tarla, bağ ve bahçeden % 42 oranla 21.219 kuruş; % 2 oranla hayvancılıktan 1302 kuruş; % 46 oranla ticaretten de 28.000 kuruş ta ticaretten gelirleri olmuştur. Karakeçili Köyünde 1260-161 (1844-1845) yıllarında kazanılan toplam tahmini gelir miktarı 10.998 kuruştur. Bunun 9.575 kuruşu tarla, 1183 kuruşu küçükbaş hayvandan, 240 kuruşu da büyükbaş hayvandan kazanılmıştır. Karakeçili köyünde hayvancılık gelirleri, 1183 kuruşu küçükbaş hayvandan, 240 kuruşu da büyükbaş hayvandan olmak üzere toplam 1423 kuruştur. Tablodan da anlaşıldığına göre, köyde küçükbaş hayvanın hem sayı, hem de geliri fazladır. Büyükbaş hayvan hem sayı, hem de geliri daha azdır.

2-      Tarım Gelirleri

Karakeçili köyünün toplam, tarla, bağ ve bahçeden % 42 oranla 21.219 kuruş; % 2 oranla hayvancılıktan 1302 kuruş; % 46 oranla ticaretten de 28.000 kuruş da ticaretten gelirleri olmuştur. 1844-1845 yılları arası Karakeçili köyünde 57 haneden 15 hanesinin tarlası bulunmamaktadır. Bunun 7 hanesi hasta, yaşlı vs.; diğer 7 tanesinin ise tarlası yoktur. Köyün 881 dönüm ekili tarım alanından, toplam gelirleri 9.575 kuruştur. Bunun 6850 kuruşu 881 dönüm tarladan, 2631 kuruşu bağdan, 95 kuruşu ise 3 dönüm bostandan olmuştur.

 

3-      Meslek ve Ticaret Gelirleri

Temettuat defterlerini özelliklerinden biriside vergi mükelleflerinin meslek ve sanatlarını tespitte kaynak teşkil etmesidir. Karakeçili Köyündeki insanların hangi meslekten olduklarını Temettuʻât defterinden çok rahat bir şekilde öğrenebiliyoruz. Çünkü vergiye tabi tutulan köy halkının hangi işle uğraştıkları “Erbab-ı Ziraatten”, “ırgat” gibi ifadelerle açıkça belirtilmiştir. Karakeçili Köyündeki meslek durumunu belirtecek olursak, köy halkının mesleklere göre dağılımı şöyledir: 40 hane Erbab-ı ziraatden, 11 hane ırgat, 4, 2 ve 1 yaşlarında üç tane yetim çocuk, bir yaşlı, bir hasta, birde ağma bulunmaktadır. Toplam 50.136 kuruş temettuatlarının, 38.750 kuruşu ticaretten olduğuna göre ticaretten büyük ölçüde kazanç sağladıkları görülmektedir. Bin kuruşun üzerinde gelir elde eden mükellef sayısı 18 kişidir. Geliri 500-999 kuruş arasında olan ise 21 kişidir. Diğerleri beş yüz kuruşun altında, 7 kişinin de hiç geliri yoktur. Ortalama gelir rakamı 600-650 kuruş olarak hesap edersek, bu rakamın üzerindeki vergi mükellefi sayısı yaklaşık 40 kişiye ulaşmaktadır. Bu verilerden yola çıkarsak o tarihte Karakeçili köyü sakinlerinin ekonomik durumunun ortalamanın üzerinde olduğunu söylemek mümkündür.

 

D- Vergileri

Karakeçili Temettuʻât defterlerinde vergiler her hane reisinin isminin alt tarafında mezru tarla dan, bağdan, kıl keçiden, sağman inekten vs. ne kadar vergi vermesi gerektiği belirtilmiştir. Daha sonra da alt tarafa hepsinden tahmini temettuat şeklinde toplam temettuat verilmiştir. Ayrıca ticaretten vereceği verginin rakamı belirtilmiş, geri kalan da ziraat ve hayvancılıktan verdiği vergi olduğu anlaşılmaktadır. Hane ve numaraların sol tarafında yatay şekilde mesleği yazılmıştır. Temettu vergisinin esası II.Mahmut zamanında H.1241 (M.1826) tarihinde ihdas olunan ihtisab resmi dir. İhtisab resmi; şehriyye-i dekâkîn ve yevmiyye-i dekâkîn adıyla anılan vergilerle büyük yerleşim yerlerinde belediye geliri, pazar ve panayırlardan alınan damga, tartı, ölçü vs. vergileri, hile yapan esnafa kesilen para cezaları ve bütün yiyecek, içecek vs.’den alınan çeşitli vergilerden ibaretti (Serin, 1998, 717-718). Temettuʻât defterinde karşılaşılan bilgilerden birisi de hane reislerinin bir önceki yıla ait olarak yapmış oldukları vergi ödemeleridir. Vergi-yi mahsusa, 1840 yılından itibaren tatbik edilmeye başlanan bir vergidir. Bazı istisnalar dışında ekonomik durumuna göre herkesten alınmaya çalışılmıştır. An-cemaatin vergi”, “Vergü-yi Mahsusa”, “Vergü” ve “Komşuca alınan vergü” gibi adlar verilmiştir Vergi-yi mahsusa ile kazançlar arasında bir orantı yoktur. Kazancı az olan daha çok kazancı çok olan daha az vergi ödeyebilmiştir. Bu adaletsizlik dikkate alındığında yeni bir sayıma ihtiyaç duyulmuştur (Öztürk, 2003, 287- 304; Serin, 1998, 717-718; Atar -Çağlar, 2015, 48-49. Tahrir kapsamındaki yerlerde yapılan sayım sonucu tutulan temettuat defterlerinde, muhassıllar tarafından halkın tüm mal, mülk, arazi, hayvan, ziraat yapılan ve yapılmayan tarlası, bağı, bahçesi, ekip biçtiği her ürünün cinsi ve kaç dönümlük ekim alanına sahip olduğu ve bunların yıllık geliri tek tek belirtilerek, vergi mükellefi olan hane reisinin bir senede ödediği öşür, rüsum ve toplam vergi miktarı kaydedilmiştir. Bu durum incelenen temettuat defterlerinin hepsinde aynen görülmektedir. Bu yeni verginin miktarı, maliye nezareti tarafından yalnızca liva düzeyinde belirlenmekteydi. Her liva merkezinde bu toplam miktar, kazalar arasında paylaştırılırdı. Daha sonra kazanın müdür ve meclis azalarının, katıldığı bir toplantıda kasaba ve köylerin payları belirlenir, belirlenen miktarı belirten bir mazbata kendilerine teslim edilirdi (Öztürk, 2003, 287-304; Serin, 1998, 717-718; Özdemir-Kızılkan, 2008, 60-61). Temettuat kayıtlarına göre Karakeçilide ziraaaten 11.386 kuruş, ticaretten ise 38.750 kuruş olmak üzere toplam 50.136 kuruş vergi tespit edilmiştir. 57 haneden, 20 numaralı hanenin emlak ve arazisi yok, vergisi de yok, 49 numaralı hane emlak ve arazisi yoktur, 50 numaralı hane yaşlı olduğundan 90 kuruş vergiyi verememiş, 51 numaralı hane hasta olduğundan 58 kuruş vergiyi verememiş, 53 numaralı hane ağma olduğundan nafakadan acizdir. En az vergi 7 numaralı hane 200 kuruş; 1, 2, 3, 25, 33 numaralı haneler ise 1500 kuruşun üzerinde vergi tespit edilmiştir.

Sonuç

Günümüzde Kırıkkale Karakeçili ilçesi ismini aşiret isminden alan bir yerleşim birimidir. Karakeçili, Ankara'nın Bala ilçesine bağlı 16 köyü, toplam 7667 nüfusu ile 1957 yılında belediye teşkilatı kurularak Karakeçili kasabası olmuştur. 20.05.1990 tarih ve 36644 sayılı kanun gereği, Ankara ili Bala ilçesinden ayrılarak, Akkoşan ve Sulubük köyleri ile birlikte Kırıkkale iline bağlı ilçe statüsü verilmiştir. Bugün ilçem merkezi Kurtuluş, Zafer, Yeşilevler, Fatih Sultan Mehmet, Hoca Ahmet Yesevi, Yavuz Sultan Selim, Karşıyaka, M. Fevzi Çakmak olmak üzere toplam 8 mahalleye ayrılmıştır. Karakeçili nüfusu 2018 yılına göre 3.810. Bu nüfus, 1.961 erkek ve 1.849 kadından oluşmaktadır. Yüzde olarak ise: %51,47 erkek, %48,53 kadındır. 318 numaralı temettuat defterinden tespit ettiğimiz kadarı ile 1845 yılında Karakeçili köyünün 57 haneye tekâbül eden 285 neferlik nüfusu söz konusudur. 19. Yüzyılda Karakeçilide gayrimüslim nüfusa dair bir bilgiye ulaşılamamıştır. Ayrıca Karakeçili ahalisiyle görüşmelerimiz neticesinde kendilerinin ve dedelerinden edinilen bilgilere göre gayrimüslim nüfusun olmadığı yönündedir. Ayrıca Karakeçili nüfus müdürlüğünden aldığımız bilgilere göre 1905 kayıtlarına göre gayrimüslim nüfusun olmadığıdır. Karakeçili köyünün iktisadi ve sosyal yapısı incelendiğinde geçim kaynağının ticaret, tarım ve hayvancılığa dayalı olduğu görülmektedir. Ziraî üretimin en önemli kısmını ekili tarım alanları oluşturmaktadır. Mezru tarlalara ne ekildiği belirtilmemiştir, sadece mezru tarla ifadesi vardır. Yine bağ ve bostana da neler ekildiği belirtilmemiştir. Hayvancılıkta ise küçükbaş, büyükbaş ile yük ve binek hayvanlarının gündelik ihtiyaçlar ölçüsünde beslendiği görülmektedir. Karakeçili toplam 327 olan hayvan varlığının büyük çoğunluğunu küçükbaş hayvanlar oluşturmaktadır. % 72’si küçükbaş (236 adet), % 15.i büyükbaş (52 adet) ve % 11’i yük ve binek hayvanı (39 adet) olarak sıralanmaktadır. Büyükbaş hayvan çeşidinde, koşu öküzü, sağman inek ve camus öküzü ön planda yer alırken küçükbaş hayvan çeşidinde ise, kıl keçi, sağman kıl keçi, oğlak tercih edilmektedir. Binek ve yük hayvanı olarak ise dişi merkep, erkek merkep, kısrak ve tay beslenmektedir. Toplam, tarla, bağ ve bahçeden % 42 oranla 21.219 kuruş, % 2 oranla 1302 kuruş, % 46 ticaretten gelirleri olmuştur. Bin kuruşun üzerinde gelir elde eden mükellef sayısı 18 kişidir. Geliri 500-999 kuruş arasında olan ise 21 kişidir. Diğerleri beş yüz kuruşun altında, 7 kişinin de hiç geliri yoktur. Ortalama gelir rakamı 600- 650 kuruş olarak hesap edersek, bu rakamın üzerindeki vergi mükellefi sayısı yaklaşık 40 kişiye ulaşmaktadır. Bu verilerden yola çıkarsak o tarihte Karakeçili köyü sakinlerinin ekonomik durumunun ortalamanın üzerinde olduğunu söylemek mümkündür. 1844-1845 yılları arasında köye atfedilen ticaret, öşür ve ağnam vergilerine gelince; % 46 ile ticaret ilk sırayı almaktadır. Onu % 42 ile ekili tarım üzerinden alınan öşür vergisi olarak tarla, bağ ve bostan izlemektedir. Ağnam vergisi ise % 2.09 olarak tespit edilmiştir. Bu verilerden anlaşıldığına göre Karakeçilide en düşük vergi çeşidi ağnam olurken en yüksek vergi çeşidi ise ticaret olarak görülmektedir. Temettuat kayıtlarından tespit ettiğimize göre Karakeçilide toplam vergi 50.650 kuruş olarak tespit edilmiştir. Böylece bu gün Kırıkkale ilimizin şirin ilçelerinden birisi olan Karakeçilinin 1844-1845 yılları arasında iktisadi ve sosyal yapısı ortaya konulmaya çalışılmıştır.

 

KAYNAKÇA

ARŞİV BELGELERİ

BOA, ML. VRD. TMT. d... /318 BOA. A.MKT. 1/86. BOA. Y. PRK. UM. 19/ 57. BOA. Y. PRK. UM. 19/ 57. BOA. A. MKT. UM. 1/ 86. BOA. Y. PRK. UM. 19/ 57. BOA. İE. ML. 42/ 4074. BOA. C.ADL. 44/ 2650

 

KİTAP VE MAKALELER

Adıyeke, Nuri (2000). Temettuat Sayımları ve Bu Sayımları Düzenleyen Nizamname Örnekleri. Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, OTAM, S. 11, s.769-825. Atsız, Nihal (1992). Aşıkpaşaoğlu Tarihi. İstanbul. Atar, Zafer -Çağlar, İlker M. (2015). Temettuat Kayıtlarına Göre Ermenas (Irlamaz) Köyü’nün Sosyo-Ekonomik Durumu (1844-1845). Uluslararası Sosyal ve Eğitim Bilimleri Dergisi, C.2, S. 3, Haziran. Barkan, Ömer, Lütfi (1953). Tarihî demografi araştırmaları ve Osmanlı tarihi. Türkiyat Mecmuası, C. 10, İstanbul. Bulduk, Üçler (2003). Karakeçili Aşireti ” Adlı Risale ve İç-Batı Anadolu’daki Yaşayış ve Yerleşmelere ile Karakeçililer. Oguz Geleneği Çerçevesinde Tarihten Günümüze Karakeçililer, Editör, İsmail Özçelik, Kırıkkale. Çay, Abdülhaluk (1989). Ertuğrul Gazi, Karakeçililer ve Söğüt Bayramı. III. Osmanlı Sempozyumu, Söğüt 1988, Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt Senliği Vakfı Yayınları, No,4, Doğan, Hakan (2009). Osmanlı Devleti'nin Rumeli'nin İskânında Uyguladığı Yöntem ve Stratejiler. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Reşat Genç Özel Sayısı I, C. 29. Doğan, Hakan (2014). Yerli ve Yabancı Literatürde Kuruluşu Tartışılan İmparatorluk: Osmanlılar. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C. S.1. Kankal, Ahmet, (1998). Kırıkkale Tarihine Dair Araştırmalar I: İskân. OTAM, S.9. Köprülü, Mehmet Fuad (1981). Osmanlı İmparatorluğu'nun Kuruluşu. İstanbul. Öz, Mehmet ( 2010). Tahrir. TDVİA, (c. 39, ss. 425-429). İstanbul. Özdemir, Kızılkan (2008). Ayşe, Osmanlı Vergi Düzeninde Temettuat Uygulamaları Üzerine Bir Değerlendirme. Dumlupınar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Degisi, S. 20. Öztürk, S. (2003). Türkiye’de Temettuat Çalışmaları. Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, C. 1, S. 1, s.287-304. Sarı, Mevlüt (1982). El Mevarid Arapça Türkçe Lugat. İstanbul. Say, Yağmur (2009), Karakeçili Asireti Ve Eskisehir’e İskânı İle Kuyucak Karyesi’ndeki Özbekli Cema’ati. Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Volume 4/3 Spring. Serin, Mustafa. (1998). Osmanlı Arşivinde Bulunan Temettuat Defterleri. I. Milli Arşiv Şurası 20-21 Nisan 1998 Tebliler ve Tartışmalar, Ankara, s. 717-718. Sümer, Faruk (1999). Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri-Boy Teşkilatı-Destanları. İstanbul. Şemseddin Sami (1996). Kâmûs-ı Türkî. İstanbul. Yılmaz Vurgun, Seda (2018). Geçmişten Günümüze Bilecik Bölgesi Manavlarının Sosyo- Kültürel Hayatlarının Analizi. VakanüvisUluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi/ International Journal of Historical Researches, Yıl/Vol. 3.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayın takipçilerimiz hakaret etmeden yorumlarınızı yapabilirsiniz.

Post Top Ad

Your Ad Spot