Akademi Tarih sayfamızın bugün ki konuğu Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü 4.Sınıf Öğrencisi İbrahim GÜLEŞEN sizlere Osmanlı Türkçesi belgesi sunuyor. Keyifli okumalar dileriz.
Orhan Gazi zemânından beri Devlet-i aliyyenin kat‘ etdirdiği
nukūd akçeye münhasır
olup Fatih asrından Macar altunu vezn ü ayârında altun ve
bin târîhinden sonra onluk ya‘nî
on akçelik ve daha sonraları para kat‘ etdirilmeğe başlanmış
ise de esâs muâmelât akçe
i‘tibâriyle olduğuna ve Avrupa’dan memâlik-i Osmâniyye’ye
idhâl olunan eşyâ sâat ve çuka
ve şeker misillü birkaç nev‘ emti‘adan ibâret bulunduğuna
mebnî ihrâcına müsâade olunan
zehâir ve sâir mahsûlât idhâlâtdan pek ziyâde olmağla
memâlik-i Osmâniyye’de külliyyetli
yaldız ve Macar altunu ve esedî dedikleri direkli riyal ile
karakuş ta‘bîr kılınan kuşlu riyal
bulunur ve cânib-i devletden bunların men‘-i tedâvülüne
ehemmiyyet verilmediğinden
akçenin vezn ü ayârı tegayyür eyledikce guruş ve altunun
fiyâtı terakkī eder idi. Hattâ bin on
târîhinde altun iki yüz yirmi akçeye çıkmış iken Sadr-ı
a‘zam Yemişci Hasan Paşa cedîd ve
hâlisü’l-ayâr akçe kat‘ etdirmekle altun yüz yirmi ve guruş
seksen akçeye tenezzül eyledi.
Bin elli târîhinde Kemankeş Kara Mustafa Paşa dahi sikke
umurunu tashîh edip altun iki yüz
elli ve guruş yüz yirmi beş akçeye çıkmış bulunduğu hâlde
altun yüz altmışa ve guruş seksen
akçeye ve Mısır parasının beheri iki akçeye tenzil kılındı
ve bu mâdde hadd-i zâtında umûr-
ı memdûhadan iken bir guruşa on bir kıyye lahm alınır idi.
Şimdi sekiz kıyye alınır oldu deyü i‘tirâzât vâkı‘ olmuşdur.
Bundan sonra meskûkâtda
tegayyürât-ı kesîre hâdis olduğu misillü bu asra kadar
Devlet-i Osmâniyye altunları hiç
bozulmayıp Macar altunu vezn ü ayârında olduğu hâlde bu dahi
müşkilât-ı mâliyye hasebiyle
tağyir olunduğundan mikyâs-ı sahîh ittihâz olunan yaldız ve
Macar altunlarının ve guruş
denilen riyalin fiyâtı terakkī ede ede bin yüz târîhlerinde
yaldız altunu üç yüz ve guruş yüz
yirmi akçeye doğru fırladı. Doksan sene zarfında altun ile
gümüş beyninde hâsıl olan tefâvüt
dahi bu fiyâtlardan istidlâl olunmak iktizâ eder.
Bin altmış dört târîhinde tanzîm kılınmış olan muvâzene
defteri ki Tarhuncu Lâihası
demekle meşhurdur anun mantûkunca saltanat-ı seniyyenin on
dört bin beş yüz üç kese
vâridâtı ve on altı bin dört yüz kese mesârifâtı
bulunduğundan bin dokuz yüz kese açığı
olduğu ve bir buçuk senelik vâridâtın tedâhülde bulunduğu
muharrer ve vâridât ü mesârifâtın
müfredâtı tavâif-i askeriyyenin mikdârı ve kemiyyetleri
münderic ise de ta‘bîrât-ı atîka ile
yazılmış olmasına mebnî temâmıyla hall-i müşkilât olunmak
kābil değildir.
Hocam çok teşekkür edıyorum işinizin ehlisiniz.
YanıtlaSilçok güzel bir çalışma tebrikler
YanıtlaSil