Akademi Tarih sayfamızın bugün ki konuğu Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü 4.Sınıf Öğrencisi İbrahim GÜLEŞEN sizlere Osmanlı Türkçesi belgesi sunuyor. Keyifli okumalar dileriz.
İbrahim GÜLEŞEN
Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi
Fakat işbu muvâzenede mastûr olan îrâd ve masraf doğrudan doğruya hazîneye idhâl
ve hazîneden ihrâc olunan emvâl olup bunun hâricinde ve havâle ve taksîm suretinde daha
pek çok vâridât ve mesârifât var idi ki asrımızda tanzîm olunmakda olan muvâzene
defterlerine tatbîkan ve kıyâsen beyân u tezkîr kılındığı hâlde îzâh-ı mâdde olunmuş olur.
Şöyle ki
Evvelâ Mısır irsâliyyesiyle Erdel ve Eflak ve Boğdan ve Dubra-Venedik misillü
memâlik-i mümtâze vergileri ve maâdin hâsılâtı ve emvâl-i ganâim ve muhallefât-ı vüzerâ
vü ümerâ doğruca iç hazîneye vaz‘ oluna gelmekle mezkûr muvâzene defterinden hâricdir.
Sâniyen gerek sarây-ı hümâyûn ve gerek tavâif-i askeriyye ta‘yînâtı içün alınan
ondalık ağnâmı ve aynen istihsâl kılınan pirinç ve sâire dahi dâhil değildir.
Sâlisen bi’l-cümle vüzerâ ve ricâl ve ketebe ve taşrada bulunan vâlî ve mîr-i livâların
hâss ve zeâmet ve harç ve muhassasât-ı muayyeneleri olduğundan ve tarîk-i ilmiyye ricâlinin
dahi harc-ı mevâsîkdan vâridât-ı mukarrereleriyle sudur ve mevâlî ma‘zûllerinin arpalıkları bulunduğundan hazîne-i devletden bunlara maâş i‘tâ kılınmağla hazîne birtakım vâridâtını
bu suretle anlara taksîm ve havâle eylemiş demek olur.
Bir de ol asrda avârız ve bedel-i nüzül nâmıyla memâlik-i mahrûse ahâlîsine bir vergi
tarh olunur ise de zemânımızda cârî akçe fiyatına nisbetle takriben elli altmış bin kese
râddesinde olup şimdi ise emvâl-i vergi altı yüz bin keseden mütecâviz olmasına nazaran ol
vakt hazîne-i devlete vârid olan mezkûr elli altmış bin kesenin fazlası olmak lâzım gelen beş
yüz bu kadar bin kese hazariyye ve seferiyye nâmıyla vâlî ve mîr-i livâ ve voyvodalara ve
şehr ve kasabalar ahâlîsinin ta‘mîr ve inşâsına mecbûr oldukları köprü ve tarîk misillü şeyler
ve menzil bârgîri ve sâir bunun gibi mesârifât-ı belediyyenin tesviyesine mahsûs u muayyen
hükmünde idiğinden her memleketde bu sûretle tevzî‘ u tahsîl kılınır idi.
Râbi‘an kılâ‘-ı hâkānîde bulunan müstahfız ve büyük şehirlerde olan yerli kulu
neferâtının ulûfeleri ocaklıklarından müretteb ü muhavvel olmağla bu dahi hâric ez-
muvâzenedir.
Hâmisen memâlik-i mahrûsenin her tarafında mütemekkin ü mutavattın olan zuamâ
ve erbâb-ı tîmâr dirliklerinin hâsılât-ı öşriyyesiyle müteayyiş olduklarından külliyetli asâkir-
i süvârîden ibâret olan öyle bir kuvve-i cesime içün cânib-i hazîneden bir akçe verilmeyip
bi’l-aks muzâyaka-i mâliyye zemânlarında bedel-i tîmâr nâmıyla bir vergi dahi alınır idi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayın takipçilerimiz hakaret etmeden yorumlarınızı yapabilirsiniz.