![]() |
| Türkiye'de Anaokulları Tarihi |
Koray Murat TURAL
Kırıkkale Üniversitesi Tarih Bölümü
Akademi Tarih Bloger 1071 sayfası olarak siz değerli
okuyucularımıza bugün ülkemizde ilk olarak uygulanan okul öncesi eğitimin
tarihçesinden söz edeceğiz. Bugün birçoğumuzun “Ana Okulu” olarak bildiği
sistemin gelin tarihçe hep birlikte göz atalım.
OSMANLI’DA OKUL ÖNCESİ EĞİTİM
Osmanlı’da kurumsal okul öncesi eğitimin ilk uygulaması
olarak, Fatih Sultan Mehmet zamanında vakıflara bağlı olarak kurulan Sıbyan
Mektepleri gösterilebilir. Sıbyan mekteplerinde, 5-6 yaş çocuklarına yazı
yazma, dua okuma gibi eğitimler verilmekteydi. Meslek kazandırmaya yönelik
kurulan ıslahhanelerde ise savaş ve isyanlar sonucu kimsesiz kalan çocukların
barınma ihtiyaçları karşılanmakta ve onlara eğitim verilmekteydi. Ancak o
devirde dini bilgileri esas alan bu eğitimin cumhuriyet sonrası modern ve laik
anlamda ele alınan okul öncesi eğitiminden farklı olduğu anlaşılmaktadır.
II. Meşrutiyet döneminden önce bazı illerde özel ana
mektepleri, Balkan Savaşları’ndan (1912-1913) sonra ise resmi ana mektepleri
açılmıştır. 1913 yılında çıkarılan İlköğretim Geçici Kanunu ile anaokulları,
ilkokulların bir basamağı sayılmış ve bu okulların yurdun her yerinde açılması
hükmü getirilmiştir. 1915 yılında Ana Mektepleri Nizamnamesi yayınlanarak
yürürlüğe konulmuştur. Cumhuriyet dönemindeki ilk yasal düzenleme olarak
1923’te "Gebe Kadınların ve Emzikli Annelerin Çalıştırılması
Nizamnamesi" çıkarılmıştır. Bu durum ana mekteplerine talebi arttırmıştır.
CUMHURİYET DÖNEMİ
Cumhuriyetin ilk yıllarında 38 ilde 80’e yakın anaokulu
bulunuyordu ve bu anaokullarında toplam olarak 5880 öğrenci öğrenim
görmekteydi. Okul öncesi eğitim ile ilgili önemli gelişmeler 1960 yılından
sonra dikkati çekmekte ve kurumsal eğitim bakımından kademe kademe önemli
hareketlerin başladığı görülmektedir. Uygulamada istenilen seviyeye
ulaşılamamış olmakla birlikte, çocuğun korunmasını ve halkın eğitimini zorunlu
kılan 1961 Anayasası’nı takip eden devrede, okul öncesi eğitim konusunda
çeşitli çalışmalar yapılmış, konu çeşitli beş yıllık kalkınma planlarında ele
alınmış, fakat istenilen hedeflere tam olarak ulaşılamamıştır.
Ocak 1962’de toplanan Yedinci Milli Eğitim Şurası, okul
öncesi eğitimin önemini etkin bir şekilde gündeme getirmiş ve bu konuda
verilmesi gereken hizmeti belirlemiştir. Haziran 1962’de ilk “Anaokulları ve
Anasınıfları Yönetmeliği” yayınlanmıştır. Bu yönetmeliğin uygulanmasından sonra
Türkiye’de resmi ve özel kuruluşlarca, yuva ve anaokulları yaygınlaşmış ve
hizmet verilen çocuk sayılarında önemli bir artış görülmüştür.
1973 yılında çıkarılan “Milli Eğitim Temel Kanunu” tüm
öğretim kademelerini bütün olarak ele alan bir kanun olup, bu kanunda “Milli
eğitim amaçları yalnız resmi ve özel eğitim
kurumlarında değil,
aynı zamanda evde, çevrede, iş yerinde, her yerde ve her fırsatta gerçekleştirilmeye çalışılır”
denilerek “Her yerde eğitim” ilkesi vurgulanmaya çalışılmıştır. Bu kanunda okul
öncesi eğitim zorunlu öğretim çağına gelmemiş çocukların eğitimi olarak ele
alınmış, amaç ve görevleri açıkça belirtilmiştir. 1977 yılında İlköğretim Genel
Müdürlüğü bünyesinde bir “Okul Öncesi Şubesi” kurulmuş; öncelikle ilkokullar
bünyesinde anasınıfları açılması, okul öncesi için öğretmen yetiştirilmesi ve
gerekli araç-gereç hazırlanması çalışmaları hızlandırılmıştır.
1980 yılından itibaren, gerek anaokulları gerekse anasınıfları
açısından genelde bir artış gözlenmiştir. Ülkemizde, okul öncesi eğitim için
hizmet veren kurumlar bir süre Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı ile
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nın denetimi altında olmuştur. Bu kurumlar;
ilkokula bağlı olarak açılan hazırlık sınıfları, resmi bağımsız anaokulları,
özel kişi ve kuruluşlar tarafından açılan özel anaokulları, kız meslek
liseleri; kız teknik yüksek öğretmen okulları ve üniversitelerin çocuk gelişimi
ve eğitimi bölümlerine bağlı olarak açılan uygulama anaokulları, Sağlık ve
Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından açılan ve 0-6 yaş arasında korunmaya muhtaç
çocukların bakım ve eğitimini üstlenen çocuk bakım yurtları, Sosyal Hizmetler
Genel Müdürlüğü ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve benzeri sosyal yardım kurumlarının
açtıkları yatılı ve gündüzlü bakımevi ve yuvalar ile kamu ve özel işyerlerinin
kendi personelinin çocukları için açmış olduğu kreş ve yuvalardır. Okul öncesi
eğitim kurumları 1989 yılında Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Sağlık
ve Sosyal Yardım Bakanlığı yerine Başbakanlığa bağlanmıştır.
1992 yılına kadar Milli Eğitim Bakanlığı’nda Okul Öncesi
Eğitim Hizmetleri; İlköğretim Genel Müdürlüğü, Kız Teknik Öğretim Genel
Müdürlüğü, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü ile Özel Eğitim ve Rehberlik
Dairesi Bakanlığı’nca yürütülmüştür. 1992 yılında çıkan kanunla, Merkez
Teşkilatı bünyesinde yeni bir birim olarak “Okul Öncesi Eğitimi Genel
Müdürlüğü” kurulmuştur. Günümüzde, okul öncesi eğitimle ilgili hizmetler; MEB
başta olmak üzere değişik bakanlık ve kuruluşlarca bakım ya da eğitim amaçlı
olarak, MEB tarafından açılan anaokulu, anasınıfı, uygulama sınıfları ile diğer
kurum ve kurulularca açılan kreş, yuva, gündüz bakımevi, çocuk bakımevi ve
çocuk bakım yurtlarında verilmektedir.
Anasınıfının 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı’nda zorunlu
eğitim kapsamına girmesi ile ilgili kanun gereği 2011 yılında Okul Öncesi
Eğitim Genel Müdürlüğü ve İlköğretim Genel Müdürlüğü birleştirilerek “Temel
Eğitim Genel Müdürlüğü” kurulmuştur ve okul öncesi dönemde özellikle
anasınıfında öğrenim gören çocukların sayılarının artması beklenmekteydi.
Anasınıflarının zorunlu hale gelmesi ile ilgili alınan karar
2012 yılında iptal edilmiş (60-66 aylık çocukların isteğe bağlı olarak) ve 66
aylıktan itibaren çocukların ilköğretim 1. sınıfa kayıt yaptırmaları
yasalaştırılmıştır. Bu durumun aynı sınıfta bulunan hem küçük yaş grubu hem de
büyük yaş grubu çocuklar üzerinde olumsuz etkileri olacağı tahmin edilerek
yetkililere açıklanmışsa da durum değiştirilmemiştir. Şu anki durum yıllar önce
birleştirilmiş sınıflarda öğrenim gören çocukların durumuna benzemektedir.
Fakat şimdiki durum daha vahimdir çünkü şimdiki öğretmenler bu konuda hiçbir
eğitim almamışlardır. Bu çocuklar ile ilgili olumsuz durumlar çeşitli
şekillerde yetkililere iletilmektedir fakat hiçbir değişiklik yapılmamış,
yapılması da planlanmamaktadır. 2013’de 66 ay olan okula başlama yaşında geri
adım atılıp 69 ay olarak değiştirilmiştir ve güncelliğini korumaktadır. Bu
durum konusunda eğitimcilerin çekinceleri devam etmektedir.
KAYNAKLAR
T.C Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları 2013, Ankara
Çelik Meryem, Gündoğdu Kerim, Okul Öncesi Eğitimin Tarihsel
Gelişimi Makale, KFEE Makale 2007 Erzurum
T.C. MEB "Ondördüncü Milli Eğitim Şurası", Milli
Eğitim Bakanlığı Basımevi, İstanbul 1993.
AKYÜZ, Yahya. "Anaokullarının Türkiye'de Kuruluş ve
Gelişim Tarihçesi". Milli Eğitim Dergisi, Sayı 132, 1996.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayın takipçilerimiz hakaret etmeden yorumlarınızı yapabilirsiniz.