Arabalı Vapurların Atası Suhulet - akademitarih

EN YENİ MAKALELER

Post Top Ad

Your Ad Spot

12 Temmuz 2021 Pazartesi

Arabalı Vapurların Atası Suhulet

 




Arabalı Vapurların Atası Suhulet

                                                                İbrahim GÜLEŞEN

  

Tarih Araştırmacısı


    Birçok teknolojik gelişmeyi Avrupalıların bulduğu sanılır ancak Dünya’nın ilk araba vapurunun ülkemizde kullanıldığını biliyormuydunuz?

    Osmanlı döneminde daha doğrusu 19. Yüzyılda İstanbul’da kayıklar ulaşımda yetersiz kalınca dünyada eşi benzeri olmayan bir araba vapuru tasarlandı. İşte "Suhulet"in hikâyesi böyle başladı.

    Biz Osmanlı’yı üç kıtaya hükmetmiş bir cihan ve savaş devleti olarak biliriz ancak, icatlarıyla da bir döneme damga vurdu Osmanlı İmparatorluğu. Osmanlı'nın en önemli icatlarından biri de araba vapuruydu. "Suhulet" ismi verilen arabalı vapur dünyada eşi benzeri olmayan bir tarzda tasarlanmıştı.

 

    Coğrafi konum itibarıyla iki kıtayı birbirine bağlayan İstanbul'da, 19. yüzyıl ortalarına kadar Avrupa ve Anadolu yakaları arasındaki ulaşım kayıklarla sağlanıyordu. Şehri ortasından ikiye bölen suyolu, onu şüphesiz diğer şehirlerden ayıran en önemli özellikti. Kara Deniz ve Ak denizi birbirine bağlayan, kendine özgü kritik değerler barındıran bu suyolu, çok kıymetli bir geçiş noktasıydı.

 

    İstanbul Boğazı’nda ilk vapur 1828 yılında İngiltere’den satın alınan “Swift” adlı vapur oldu. İdare, vapura “Sür’at” ismini verdi ama vapur bacasından buharlar salarak ilerlediği için halk buna "buğu vapuru” dedi. Bu gemiyi 1843’te “Hümapervaz” adlı vapur izledi. Pazar kayıklarıyla hayli uzun süren gidiş ve dönüşler bu vapurlarla hem daha kısa hem de daha rahat ve güvenli şekilde yapılıyordu. Ancak bu durum bazıları için mesleklerinin sona gelindiğinin habercisiydi. Kayıkçı esnafı bu durumdan hiç memnun olmadı.

    Tanzimat Dönemi'nin ünlü ve kudretli devlet adamları Fuad Paşa ve Ahmet Cevdet Paşa, İstanbul'daki ulaşımı kolaylaştırmak ve artan yolculuk talebini karşılamak için Şirket-i Hayriye'nin (Şehir Hatları) kurulması girişimlerine başladı. Çok geçmeden Sultan Abdulmecid'in onayıyla 17 Ocak 1851'de şirket resmen kuruldu. İlk anonim şirket unvanına sahip Şirket-i Hayriye, faaliyet süresi boyunca 3 araba, 74 yolcu, 3 kömür vapuru ve 1 gezinti teknesi olmak üzere 81 araca sahipti. Kurulduktan 3 sene sonra, 1854’te resmi olarak çalışmaya başlayan şirketin bünyesinde, ilk başlarda 6 yolcu gemisi vardı. Ancak Şirket-i Hayriye’nin deniz araçları sadece yolcu taşıma amacıyla kullanılan küçük ve orta ölçekli teknelerdi. Tarihin en güçlü donanmasına sahip Türkler, Osmanlı'nın altın çağında sayısız deniz taşıtı tasarladı. Bunlardan en ilginci ise ilk araba vapuru Suhulet oldu. 86 yıldan fazla İstanbullulara hizmet verdi, Çanakkale Savaşı’nda önemli başarılara imza attı.

    İşte Suhulet, atların, arabaların, yüklerin iki yakada taşınması için geminin olmadığı bir dönemde devreye girdi. Şirket-i Hayriye Genel Müdürü Hüseyin Haki Bey tarafından, güvertesi arabaların geçişini kolaylaştırmak için dümdüz olacak şekilde tasarlandı. Yani dünyada eşi benzeri olmayan bir tarzda, burnundan rıhtıma yanaşacak, her iki ucundan da araç ve yük alabilecek şekilde inşa edilecekti. 1869 yılında Şirket-i Hayriye’nin başına, Giritli Hüseyin Haki Efendi getirildi. O tarihlerde şirket, İstanbul’da yaklaşık 20 yıldan beri yolcu taşımacılığı yapmaktaydı. Vapurlarla yolcu ve beraberindeki yüklerin taşınması kısmen yapılıyor olsa da atların, arabaların, askeri techizatın, boğazın iki yakasına yayılmış bu şehirde karşıdan karşıya geçirilmesi için farklı bir deniz taşıtına ihtiyaç vardı.

Şirket-i Hayriye Genel Müdürü Hüseyin Haki Bey

    Bu nedenle Hüseyin Haki Efendi yeni bir vapur için taslak çizimler hazırladı. Beraber çalıştığı İskender Efendi ve Mehmet Usta ile birlikte çizimlere son halini verdi. Hüseyin Haki, teknenin inşasını İngiltere’ye giderek imal edildiği tersanede bizzat takip etti. İşte bu çift taraflı simetrik gemi çizimleri günümüzde “araba vapuru”, “arabalı vapur” veya “feribot” dediğimiz gemilerin ilk prototipleriydi. Yeni vapurlardan ilki İngiltere’ye ısmarlandı. Maudslay Sons and Fields isimli tersanede yaptırılan gemi yandan çarklıydı. İstanbul’un önceki vapurlarının aksamı ahşap olmasına rağmen, “26” baca numaralı bu vapurun tamamı sacdan yapıldı ve 1872 senesinde zorlu bir deniz yolculuğundan sonra yurda getirildi.

    Geminin ismini şair Namık Kemal verdi. “Suhulet”; kolaylık, yumuşaklık anlamına gelmekteydi. Meşhur şairimiz, yepyeni bir tasarıma sahip olan bu vapurun araçları ve yolcuları bir yakadan diğerine kolayca naklettiğine atıfta bulunmuştu.

 

    Kuşkusuz, Suhulet’in devreye girmesi kayıkçıların, mavnacıların tepkisini çekti. Suhulet, ilk seferini 1872 yılında Üsküdar ile Kabataş arasında gerçekleştirdi. Suhulet araba vapurunun Üsküdar ile Kabataş arasında yük ve malzeme taşıyacağını duyan mavnacılar duruma tepki gösterdiler ve tören günü teknelerini Üsküdar önlerinde zincirlerle birbirine bağlayarak vapurun çalışmasını engelleyecekleri yönünde bir karar aldılar. Hüseyin Haki Efendi de bunları duyup ilk sefer esnasında Seraskerlik'ten yardım istedi ve iskelede bir topçu kıtası bulundurarak mavnacıları yıldırmayı başardı. Kayıkçılar, birbirlerine zincirledikleri mavnalarının toplarla yok edileceğini anlayınca aceleyle zincirleri çözdüler ve Suhulet’in ilk seferi sorunsuz gerçekleştirildi. Bu başarı karşısında Sultan Aziz Hüseyin Haki Efendi'ye Rütbe-i Evvel-i Sınıfı Sanisi nişanıyla, üçüncü rütbeden Mecidi Nişanı ihsan etti.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sayın takipçilerimiz hakaret etmeden yorumlarınızı yapabilirsiniz.

Post Top Ad

Your Ad Spot