Erol Güngör Hazırlayan Berkan ERKEÇ TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ'NİN FİKİR İŞÇİSİ: "EROL GÜNGÖR" |
25 Kasım 1938’de Kırşehir’de doğdu. Babası
Hacıhâfızoğulları’ndan Abdullah Sabri Bey annesi Zeliha Gülşen Hanım’dır. İlk
ve orta öğrenimini doğduğu şehirde yaptı. Dedesi Ahî Evran Camii imamı Hâfız
Osman Efendi’nin çevresinde ve Kırşehir’in mânevî atmosferi içinde tarih ve
kültür konularına ilgi duydu. Ortaokul sıralarında eski yazıyı öğrendi. Lise
talebesi iken özel Arapça dersleri aldı. O yıllarda İslâm-Türk kültür tarihinin
ana eserlerini okumaya başladı. Bu durum, onun daha sonraki ilim hayatının
önemli bir tarafını teşkil edecek olan millî ve İslâmî kültür değerlerine
ilgisinin temelini oluşturdu. Öte yandan Ziya Gökalp ve Hilmi Ziya Ülken gibi
fikir adamlarının kitaplarını okudu. İlk yazısını da yine bu yıllarda mahallî
bir gazetede takma adla yayımladı.
1956’da Kırşehir Lisesi’ni bitirdikten sonra İstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu. Bu arada devrin ilim, fikir ve sanat
adamlarının toplandığı meclislere katıldı; Fethi Gemuhluoğlu tarafından Mümtaz
Turhan’a tanıtıldı. Onun teşvikiyle Hukuk Fakültesi’nden ayrılarak Edebiyat
Fakültesi’nin Felsefe Bölümü’ne geçti; üniversitedeki tahsil hayatı boyunca
hocasından çok etkilendi.
Erol Güngör öğrenciliği sırasında kendi fakültesinde
memurluğa başladı (1957). Bu yıllarda Fransızca yanında İngilizce de öğrendi.
Misafir Profesör Hains’in laboratuvar asistanlığını yaptı ve derslerini Türkçe’
ye çevirdi. Edebiyat Fakültesi’nden mezun olduğu yıl (1961) Tecrübî Psikoloji
Kürsüsü’ne asistan tayin edildi. Asistanlığı sırasında Türkiye’de yeni bir ilim
dalı olan sosyal psikolojiye yöneldi. Bu disiplinin önemli temsilcilerinden
Krech ve Crutchfield’in eserini Sosyal Psikoloji adıyla Türkçe’ye tercüme etti.
Akademik çalışmalarının yanı sıra dergi ve gazetelerde yazı yazmayı sürdürdü.
1965’te Mümtaz Turhan’ın yönetiminde hazırladığı Kelâmî (Verbal) Yapılarda
Estetik Organizasyon adlı teziyle doktor unvanını aldı. 1966’da Colorado
Üniversitesi’nden sosyal psikolog Kenneth Hammond’un daveti üzerine Amerika’ya
gitti. Bu üniversitenin Davranış Bilimleri Enstitüsü’nde milletlerarası bir
ekibin araştırmalarına katıldı. 1968’de yurda dönerek Tecrübî Psikoloji Kürsüsünde
sosyal psikoloji derslerini yürütmeye başladı. Askerliğini yaptığı yıllarda
hazırladığı Şahıslar arası İhtilâfların Çözümünde Lisanın Rolü adını taşıyan
teziyle doçent oldu (1970).
Üniversitede verdiği dersler ve ilmî yayınları ile
Türkiye’de sosyal psikoloji dalını önemli bir alan haline getiren Erol Güngör
Başbakanlık Planlama Teşkilâtı’nda, Millî Eğitim Bakanlığı ve Kültür
Bakanlığı’nın çeşitli komisyonlarında görev aldı. 1978’de, genel değerler
sistemiyle ahlâkî değerler arasındaki ilişkileri sosyopsikolojik açıdan incelediği
Değerler Psikolojisi Üzerinde Araştırmalar başlıklı takdim teziyle sosyal
psikoloji profesörü oldu. 1982 yılında Selçuk Üniversitesi’ne rektör tayin
edildi. Bu görevi sırasında 24 Nisan 1983’te İstanbul’da vefat etti.
XX. yüzyılın ikinci yarısında İslâm’ı ve milliyetçiliği
yeniden ele alıp değerlendirenler arasında önemli bir yeri bulunan Erol Güngör,
bir tarafıyla Ziya Gökalp ve Mehmet İzzet’le başlayıp Mümtaz Turhan’la devam
eden Türk sosyoloji mektebinin bir halkasını teşkil ederken diğer taraftan
İslâm’ın ve milliyetçiliğin ilgiyle takip edilen bir yorumcusu olmuştur. Erol
Güngör ise yine sağlam bilgilere ve objektif davranışa sahip olmakla beraber bu
bilgileri her sınıftan aydının kavrayabileceği şekilde ifade edebilmiştir. Din,
kültür, medeniyet, milliyet gibi birçok düşünür ve yazarın parça parça ele
aldığı konulara Güngör sistematik, kategorik, hatta didaktik bir yön vermiştir.
Bu bakımdan terkipçi bir zihniyete sahiptir.
Erol Güngör eserlerinde nakillerden çok birinci kaynaklara,
tercümesi yapılmış eserlerde bile orijinal metinlere başvurmuştur. Yazılarının
ikna edici oluşunun sebeplerinin başında, ele aldığı her konuda metot olarak
önce o fikri veya insanı anlamak, öncekilerle veya başka fikirlerle kıyaslamak,
daha sonra da tahlil ve terkip etmek gibi açık ve güvenilir bir yol tutması
gelir. Kendisinin taraftarı olduğu dünya görüşünün mensuplarını da eleştirmesi
inandırıcılığını destekler. Sosyal çalkantıların yoğunlaştığı 1960 sonrasının
yayın hayatında Erol Güngör’ün kitaplarından bazılarının yüksek tirajlara
ulaşması, birçok münakaşa ve ihtilâflarda aklî ve mantıkî delillerle ikna edici
bir ifade kullanarak uzlaştırma kabiliyetiyle açıklanabilir.
Erol Güngör, sosyolojiyi Türkiye’ye getirmesi ve
üniversitelerde sosyoloji kürsüsünün kurulmasına öncülük etmesi, sosyolojik
tahlillerini Türk sosyal hayatına uygulaması gibi başarıları dolayısıyla takdir
ettiği Ziya Gökalp’in din konusundaki fikirleriyle kültür-medeniyet ayırımını
da ilmî bir şekilde ele almış ve eleştirmiştir.
İslâmiyet’in güncel problemlerini çeşitli yazılarında ele
alan Erol Güngör’ün İslam’ın Bugünkü Meseleleri adlı kitabı Müslümanlığı hayata
açmak, reform konusunu spekülasyona kapılmadan sağlıklı olarak yorumlamak, faiz
meselesinde yeni bir hamle yapmak gibi önemli konuları ihtiva eder. Ona göre Hristiyanlıkta
olduğu gibi Kayser’in ve Îsâ’nın ayrı ayrı hâkimiyetleri söz konusu olamaz.
İnsanı maddî ve manevi bütünlüğüyle kavrayan İslâm’da bu bakımdan laiklik
sadece vicdan hürriyeti manasında düşünülebilir. İslâm Tasavvufunun Meseleleri
adlı kitabında da şeriat, tasavvuf, akıl-bâtın, dünya nizamı - iç yaşayış
konularını irdeler. Çeşitli felsefe ve dinlerde mistisizmi inceledikten sonra
tasavvufun tarihî gelişimi, iktidarla ilişkisi, bilgi ve vecd gibi
felsefî-psikolojik problemleri değerlendirir. Bütün gayretlere rağmen tasavvufî
hareketin zaman zaman Ehl-i sünnet itikadının dışına taşmasını ve birçok parlak
zekâyı kültür alanının dışında bırakmasını, böylece mutasavvıfların toplum
meselelerine ilgi göstermemelerini de hareketin olumsuz tarafı olarak görür.
Buna karşılık pozitivist düşüncenin aşkı ve imanı kalplerden uzaklaştırdığı bir
çağda tasavvufun ahlâkî ve psikolojik değerini vurgular. Sonuç olarak İslâm
toplumunun bugün sahip olduğu potansiyelin en çok ihtiyaç duyulan içtihat yönüne
çevrilmesini ister.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sayın takipçilerimiz hakaret etmeden yorumlarınızı yapabilirsiniz.